amaçsızca yenisini eğeleyip, ödeşmek için yeni anı labirentler yaratır

yenilgiyi anımsatan yıllanmış toka ilk değdiği saçın izleriyle soğuğun üstünde sarmaşık

siperde yenisi, bir diğerinde diğeri ve sirkülasyon ama aynı anıda sürekli

yük derine iter de balçık hayatlarda, yolculuk hep aynı boy aynasında sürerken yeni habitat yeni kurallarla ehlileştirir, ezer

ağarırsın ağırdıkça kalp, arttıkça ağırlığı

düş kaos ve biraz paradoks yaratır, başkaldırı öncesi

sipariş edilen tenin ulaşmamasıyla sürekli içten içe iç savaş

sessizlik ve çığlık doludur tabiat,

işte elleri havada canlı ve kıskıvrak

gözleri altıpatlar


Sürüp gittiğini ve medet umulduğunu artık hissettiren fiilleri çizmeyip

ruhu ehlileştiremediğim bu hikaye, kalabalığın kavramlarıyla şeytani ve içi boş yalnızca.

hep aynı boy aynasında deli gömleğiyle

''hasta değilim biz'' diyen çığlıklarla


eğelenen ten keskin yanıyla o keskin virajda buluta diker bir bataklık bitkisini

ruhun köke değmesi ölüme bağlı -ki et sarılmalı da paradoksa ve kehanete

ikiye bölünür de iki parçasıyla da uzaklara bakarak yaşarmış, tuhaf

eğelenen düşmanın sipere girip iç savaşa kibrit değdirdiği o kısacık anda kıskıvrak ben, yangın

gözleri bir anıda altıpatlar


ölmeyi bile beceremeyip hak etti

hayatı içten içe iç kanama ve iç savaş

gözleri uzak bir anıda altıpatlar