Uzun yoldaki yabancıyım bedenime.

Gözlerimde kan çanağı mı kesiklerim,

keskin bir bakışa maruz mu kalmış bileklerim?

Sahi ben neyim?

Loş ışığında yürüyen çürümüş bir günahım.

Hain bir kahkahayım,

kirpiklerine ıslaklığı sevdiren.

Hazin bir sonum,

gözlerindeki ben de, ben olamayan.

Kötü bir yalancıyım doğrularıma,

ve istenmeyen bir gözyaşıyım.

Bir kadının kestiği saçlarıyım.

Ruhunun sakatlığına, bir tekme vuran acımasız bir kadınım ben!

Yürüyen birinin, kalbine takılan koca bir taşım.

Kaybolan hislerimin

vücudumdaki izleriyim.

Dayanılmaz acısıyım,

yorgun gözlerimin.

Sahi ben neyim?

Ben uzun yoldaki yabancıyım bedenime.

Kuytu bir köşeyim

ışığından saklanan.

En dayanılmaz yarama atılan kuru bir toprağım.

“Vay be! Neymişsin Sen!” denilen korkağın tekiyim!

Sahi ben neyim?

Tesellisiyim,

mahçup bir yüreğin hor gördüğü.

Ve ben unutulmaz biriyim

bir deli için.

Son şarabıyım,

ayyaş bir adamın içtiği.

Öfkemin kırdığı masum bir aynayım.

Rutubetli bir odayım, hıçkırıklarımın duyulmadığı.

Denize atılan her taşın umursanmaz kayboluşuyum..


29.06.23

(Bugün bir şiir olsaydı, ben bu şiirin geride bıraktığı kalıntısıyım.)