İçimin toplamı ahenksiz bir şiir ederken 

yola koyuldum 

yola ve bütün varışlara düşman kesilerek

akla ve ayağa inen dermanı sordum.

yani kızıllığı doğuran ateşi dilimden getirsem 

göğe en yakın çizgide yine de batmayı bildim 

bilgim... her cephede atılan ilk kurşunu yedi 

sağanaklar sonrasında tüy, damar ve aşk 

her şey başka bir nazarda yanlıştır, gördüm


savaş çıkarmaya yetmeyen cahilliğime bakıp

kustum, iz bırakmayan nefret, öfke ve sancıyı 

biraz bekleyiş katıldı kanıma, biraz cüret 

hiç aranmadım dünyaya uzaklığın şifasını 

belki anladım eyüb sabrına lanet demeyi 

neydi sanki önünde iliklenilmiş bu sefalet


çok yıllık yaralara kabuk bağlatıp 

artık her gezinti bitmeli, her toy-tazelik 

çiçek açımında avunmak...ne saçma tasavvur,

ecza mıydı hafızayı yerle bir eden bu kaçış 

niyeydi uçmayı bilmeyen kanatlara bölünmek 

çözmedi akıl, bulunmadı en ufak bir anlayış


gittim 

her gidişin bulandırıcı kuvettine aldırmadan

belalardan sızarak, taşıracak damlaydım çileyi

kaldıysa bir kutsal an yüz sürecek 

dilerim onunla, artık dirilmeyi