kapkara şelalelerin altında yıkanan saçlar

keskin bir sezginin kokusu

varlığın hacmi küçülüyor içimde

sakıncalı dalı budamaya yelteniyorum

gövdende derin oyuklar açan parmaklar

sahte bir vaşağın hırlaması olmayacak hırlamam

protez hayatlardan çalmadım anılarımı

özü simetrik bir kucaktan kalkmadım

ve şimdi yalpalıyorum

ve yerdeyken daha güzelim dik duranlardan


sus çizgisi uyuşuk

inat oğlanlar

kemerli gözlerle sıçrıyor avluma

bir gece yarısı masalı mı bu

yutağında kirli sular

ve yutkunmaktan kaçınmanın üç çeşit yolu olmalı

sırtımdan enseme uzanan saydam yaralar

silkele şu ağzını ağzımdan

buğday tenli anakondalar giriyor rüyalarıma

kirpiğinden eşeledim çıkardım aşkı

sisli tüm kamburlardan kendime çatı yaptım

kapkara şelalenin altında yıkanan saçlar

kırıyor tüm ilahi tarakları

ve ciyaklıyor

ve iğdiş edilmiş babaların

çocuk özlemi dünya


kapkara saçlarla yıkanan şelale

saçlarla ezberlenen şelale

riyakar saçları sündüren şelale

ben kendimi pürü pak lojmanlardan çalmadım.