Dilim kifayetsiz, kayıtsız kaldı kıpırdanan gönlüme

heves ettim, diyebilirim sandım

gizli bir dert olarak yerleşti dudaklarıma

sesim giderek arızalandı

ve dünya nedir bir an-ı hicranda anladım

yüzüme bakılıp hep daha gençsin denildi

gençliğin muhteviyatı nedir bilmezdim oysa

bilmem başka nedir yaşımla yankı bulan hüsranı

nasıl baş edilir, kendi kendime öğrendim

dünyayı


nasibim söz etmektir sıkıntıyla müşterek olan zamandan

fakat dilimden düşünce geçmez bir tarihte bulundum 

öç almak gibi kısas beklenirdi yaşadığım bunca yıldan

artık derinliksiz uykular yanaşır oldu gençliğime

ömrüm sanki içimdeki boşlukta cem etmiş

bu yüzden kısa bir müddet tanıdım kendime


şimdilik kaldı gençlik denen ömür faslı

histeri nöbeti yahut yaşam eksikliği bu rezalet

bunu da mektep sıralarında bir zahmetle öğrendim

ilmi kucaklayan hafızam berkitmedi hayatımı

dahası onuda bir derece bununla solukladı


duruldum, aldırmaz bir yaş geldi ömrüme

başlangıcı oldum yenik düşenlerin

bazen meydanlarda akıbetim görünür gözüme

sanırım cehaletten bulurum bu cesareti