Bugün sıradan bir gündü şükürler olsun. Şebnem Ferah bir şarkısında diyor ya "Sıradan basit bir günün uğruna hiç dua etmemiş hiç yalvarmamıştım." Öyle şeyler gelebilir ki başımıza sıradan bir günü özleyecek duruma düşebiliriz. O yüzden şükretmek lazım.
Aynı kalmıyorum. Ruh halim değişiyor sürekli. Artık iyi miyim diye kendimi kontrol etmekten yoruldum. Antidepresan iyi geldi ama. Uçurumun kıyısından biraz uzaklaştım. Manzaraya sırtımı döndüm. Neyi yanlış yaptığımı düşünmeyi bıraktım. Doğruyla yanlış madeni paranın iki yüzü bazen yazı gelir bazen tura. Kontrol edenin ben olmadığımı anladım.
Balona binmek isterdim. Nevşehir'deyken, çok erken kalkmak gerekiyor demişlerdi balona binmek için, bir de çok pahalıymış. Şimdiki aklım olsa binerdim.
Yavaş yavaş uzaklaşma hissini yaşamak istedim sanırım. Hafif hafif yükselmek dertlerin kederlerin yerde küçücük kalması, el sallayarak onlardan uzaklaşmak. Gökyüzüne kaçmak sığınmak güzel bir fantezi.
Eskisi gibi değilim. Yaşlanmak bu olsa gerek.(34 yaşındayım) Eskisi kadar hevesli neşeli maceracı değilim. Neden? İyi tarafları da var yaşlılığın demek isterdim ama bulamadım iyi bir yanını. Durun buldum. Olaylar karşısında sarsılmamak, güçlü kalabilmek. O kadar tecrübeden sonra normal tabiki.
Hiçbir şey yazamam sanıyorum ve sonra satırlar birbirini izliyor ya çok mutlu hissediyorum. Peki nasıl kurtulacağız bu zihin gürültüsünden? Beni sürekli geçmişe götürüyor. Anda kalmam güçleşiyor. Meditasyon da yapamıyorum bu aralar nedense.
Günlüğe neler yazılır bence hisler yazılır bir duygu deposuna döner o kağıtlar. Kan ve gözyaşıyla dolar satırlar. Kafiye de oldu şiir yapayım bari bunu.
Konudan konuya atladığım için kusura bakma deli günlük. Yarın yeniden görüşmek dileğiyle.