Biliyorum Yeşim, ölüm bile paklamaz beni
Sırtımda geçmişi taşırım
güzel günlere değil
bir meşe ağacının gölgesinde
un ufak olmuş umutları toplarım avucuma
sonra bir garda otururum biletsiz, beklemeksizin kimseyi
yüz çizgilerini okurum gelip geçenlerin
hepsinin hikayesini biliyorum
hayır kızma, öldürmüyorum kahramanları
bir teki hariç, o toplumun dışında
bu kargaşada, insan içinde barınamamış
öyküsü öyle sıradanmış ki hiçbir yazarın hayal gücüne tutunamamış
kahraman da olamamış haliyle
Yeşim, bir sır biliyorum geceden
öyle gizli ki sana bunu söyleyemem
hem sen hissetsen keşke
gözlerime baksan ve desen ki anlıyorum seni
öyle bir sır ki fısıldasam kulağına
ağırlığı anlaşılmaz yapacak onu
o anda hiç söylememiş olmayı dileyeceğim, biliyorsun
öyle bir sır ki Yeşim, söylemeye kalksam sesimi kanatır
hem sen de işitmezden gelirsin, bu yükü almaz incecik omuzların
Şimdi ben hiç üzerime vazife olmaksızın
ve gövdemi doğrultamazken henüz
ne kadar tökezlemiş insan varsa sırtlanmalıyım
hiç kahraman olamadığım için mi böyle ucuz kahramanlıklar peşinde koşmaktayım?
Yeşim, bileklerimdeki bu kara lekeyi daha kaç zaman taşırım böyle
bu incelikli ızdırabı görenler ruhumu eziyor
annem bir gün orada çiçekler açabileceğini söylemişti
eğilip öpsem ya?
İrem Polat
2020-08-15T11:42:53+03:00Teşekkür ederim Nisa 🌸
Nisa
2020-08-15T00:29:23+03:00Söylemeye kalksam sesimi kanatır...
Çok beğendim bu kısmı. Kaleminize sağlık 🌸
İrem Polat
2020-08-14T23:59:03+03:00Teşekkür ederim 🌸