Derdimi dumanlasın diye yaktığım sigara, sisle kaplanmış bir yolda önünü nasıl göremiyorsan kalbimin sıkıntısını, aklımın çıldırmasını görmeyeyim diye yaktığım sigara. Sigaram iki parmağımın arasında. Karanlıkta uzayıp giden külünü göremiyorum. Ateşi izliyorum. İçine hapsettiği ateşin turuncu cazibesine kapılıyorum. Söndür. Üstünde söndür. Çıplak teninde. Hatta yakabilirsen onunla yak kendini. Çıplak tenini ateşle soy, biraz daha çıplak kal kalabildiğince. Hayır. Sönme. Bir şarkı söyle. Oyala kendini. Senin zihninde kaç mum söndü de karanlık, köşelerden çıkıp ortaya geldi? Gölgeler nasıl senin benliğin haline geldi? Doğum günü şarkısı söylerken bana, kimse yıllar sonra böyle olacağımı hayal etmemişti. O mumu üflerken ben de hayal etmemiştim bunu. Tahmin dahi etmemiştim.
Külü silkele küllüğe. Herkes ait olduğu yere. Sen de toprağına dön. Kimsenin sarayını kurmak istemeyeceği o toprağa. Sensin o. Artık sensin bu. Baktığın her yerde kendini orada nasıl öldürebileceğini düşünen. Söndür. Söndürme. Bir sigaranın ateşi öldürmez seni yangın gibi. Temiz bir hava girsin diye açtığın cama bakıyorsun, sen de evin içindeki bayat hava gibi oradan çıkmak istiyorsun. Atla. Atlama. Söndür. Kendini söndür, bas toprağa, toprağına. Dinle beni, inan bana yeniden. Mutlu yıllar sana... İleride... İleride her şey güzel... Geçmişte de öyle düşünüyordum. Bu yüzden gülüyorum. Geçmişime. Geçmişte hayal ettiğim geleceğin şimdi böyle olmasına ve hala utanmadan gelecekten bahsedişine. Gülüyorum. İnan bana. Hayır, çoktan herkes yitirdi bana karşı inancını. Kimsenin kalmadı iyi biri olduğuma, sadece sevgi için çabaladığıma inancı. Söndür. Söndürmeden önce bir kere daha iç. Belki bu sefer istediğin gibi sis çöker içine. Gözlerin göstermez sana kendini. Olmuyor. İşe yaramıyor. Söndür. Bir yangını kendinde söndür çünkü kendini söndürmeyi başaramadın, artık küllerini bir başka ateşe gömme zamanı. Bu güzel bir cenaze olacak. Açık tabutta sergilenecek ölümün. Hayır. Ben hiçbir zaman kendimi öldürmeyi istemedim. Şu an bunları düşünmek bile korkutuyor beni. Şu an bunları düşünmek bile kendine dair inancının asla yeniden oluşmamasına neden oluyor. Durma. Söndür. Sonra çık bu evden bayat hava. Mutlu yıllar sana... Bir nefes daha. Sisleneceğim. Olmuyor. Mutlu yıllar sana... Anne, ben kendimi öldüreceğim. Ama senin ne hissedeceğini umursamıyorum bile. Düşünmüyorsun bile. Kitaplardaki zayıf karakterlerin yanında hep güçlü birileri var. Onlarla konuşan, onları dinleyen birileri var olduğu için kitap devam eder. Seninse yanında kimse yok. Öyleyse bu hikaye niye devam etsin? Söndür. Yakmak istiyorum tüm kitaplarımı. Sigaramı yaktığım çakmakla tüm sayfaları ateşe vermek istiyorum. Söndür. Hayır. Bir nefes daha. Sigaranın dibindeyim. Mutlu yıllar sana... Sakin ol. Doğum günün yaklaşıyor yine. Bir nefes daha al. Bas sigaranı küllüğe. İnan bana. Mutlu yıllar sana... Söndür. Söndürme. Söndürdüm küllükte. Derin bir nefes aldım eve giren taze havadan. Mutlu yıllar bana... Bugün benim doğum günüm olabilirdi aslında. Sadece biraz daha sabretmiştim anamın karnında. Yine sabrederim.
Mısra Ergök
2022-10-07T10:02:23+03:00Ben de ta ilk cümleyi soracaktım. :) Onun dışında yazınızı beğendim. Kaleminize sağlık. 🌺
Sinyora Senyorita
2022-10-06T22:17:15+03:00Genel anlam itibarı ile gerçekten hoş bir içerik. Yalnız ilk cümle aklımda bir yerlere oturmadı. Eksik mi kaldı, fazla mı uzadı emin değilim. Burada biraz takıldım. Sonrasında çok güzel aktı gitti.
Kevser Karakaş
2022-10-06T22:14:19+03:00"Belki bu sefer istediğin gibi sis çöker içine. Gözlerin göstermez sana kendini. Olmuyor. İşe yaramıyor. Söndür. Bir yangını kendinde söndür..." güzel bir anlatım, kaleminize sağlık. 🌿