Yıldırım karasından,

Yürek yarasına...


Salça nasıl karılır?

Sarma nasıl sarılır?

Geçip giden hiçbir şeye benzemeyen bu günler,

Ne renk çentikle sayılır?


Yok şikayet etmeyeceğim,

Ama ben burda çayın rengini bilmezken,

Sen orda kavuna limon sıkıyorsun, neden?


Yarın mesela,

Anlamların azaldığı yerlerde dur,

Hani göğü bile gökte arama,

Yerin yüzünden kudur.

Beni bir İspanyol balkonunda anımsa

Zaten İspanya Fransa'nın balkon komşusudur.


Ah anlamazsın,

Bir sen anla diye çizdiğim hizaları,

Bu ayazda ben kuruyacağım,

O soğukta sen üşüyeceksin,

Bu tırnak acıları benim,

O şakak ağrıları senin değil.

Ama aşk böyle değil.


Umuruna gelmeyen bir manada,

Gözünden uzakta yaşamışsam ne çıkar,

Yedisindeyse çocuk,

Yetmişindeyse ihtiyar bilen kabuksuz limonlar,

Bizi turşu suyuna rendelemekten ne zaman bıkar?


Salça nasıl karılır?

Sarma nasıl sarılır?

Zamanın fırçası rengarenk ederken özümüzü,

Kara nasıl yazılır?


Tut boynuna tutuşturduğum kanatları,

Hiç ayırma yanından.


Yürek yarasına,

Yıldırım karasından.