Beni ele verdiler.

Mataramdakinin su değil kan olduğunu gördüler böylelikle.


Güneşi ve ayı halatla çekip getiriyorlardı işçiler.

Dünya beton çiçeklerini sulamaktaydı.


Ben o vakit bilmiyordum sırtım neresi,

Ve adlarını çölde açan çiçeklerin.


Çok ölüm vardı ve herkes şaibeliydi.

Ağzımla bir kuşu tutmaktan geliyordum.


Beni ele verdiler.

Cebimde kıpraşıp duranın bir kurbağa değil bir yaşam olduğunu gördüler böylelikle.


Perdesi yoktu artık evlerin,

Çekilip duran bir bıçaktı kınından kolayca.


Ben o vakit bilmiyordum ayaklar nereye gider

Ve adlarını sisle kaybolan gemilerin.


Beni ele verdiler.