Az evvel bir toprak gömdüm toprağa,
Yeşeren çiçekler bahşetti bana,
Peki ya sen, ne vermem gerekir,
Bir gülüşü atfetmen için yaşlı ruhuma?
Bir hayali var etmek elbette kolaydır,
Ya yaşatmak yüz bin sene koynunda?
Yürümek kolaydır elbet ayağı olana,
Ya varamamak yüz bin yıl o yola?
Karanlıklar, karanlıklar çaldılar,
Çaldılar ruhumun cıvıl cıvıl renklerini,
Az evvelinde ışıklar iyidir dedi biri,
Sonrasında gördüm ki, göremiyorum...
Ahh güzel yavrum, kahkahalara gizlenir,
En gizli, hastalıklı duygular, bilemezsin,
Bir gün olur da hissedersen ruhunda,
Kanlı yılanlar beslersin koynunda...
Bir toprak gömdüm toprağa,
Birkaç çiçek açtı sonrasında,
Kaç çiçek gömmem gerekir, diriltmek için bir ölüyü,
Şimdi anladın mı yavrucağım sözümü?
Kahkahalar eşliğinde süzülen gözyaşları,
Çok gördüm ben aydınlığı arayan aydınları,
Her birine söyledim inanmadılar, boş ver...
Işığa aşık bir ruh, kör olur güneşe bakarken.
Kaç bin yanlış yapmıştır o insan?
Peki ya kaç doğrusu vardır tam olarak?
Her zaman en doğruyu arayan, yanlışlardan arınan,
Hiç sormuş mudur kendine bunca zaman?