gülüşün bir kuş konması

gülüşün bir kuş konması pencereme

bir kuş konması gülüşün bir dala

ekim başı yağmur çiseliyor

yanağında bölünmüş bir buğday saçağı

sarhoşlar ateşliyor güvertede tüfeği

sabaha karşı üç ölü ceylan göğsünde

şehirleri birbirine bağlayan yollarda

bir ses var kulağımda usulca uzaklaşan

yol kenarı tarlaları süratle izlerken

baldırını bembeyaz öpücüklerle dolduran


ben böyle bir kışa hazırlık ederken

yüreğim hüznün kesişim kümesidir

gırtlağımda soluksuz bir jilet

dudakların boynumda salkım salkım

eski ve kanlı şiirleri diziyorum sırtına

sıcak bir yudum alır gibi şarabından

koynuna düşünce sözgelimi