İki nefes arasındaki boşluktayım
Zihnim hiç durmayan bir salıncak sanırdım
Oysa gökyüzüymüş kafamın içi
Yeni anladım
Bulutlar ise düşünceler
Her zaman gelip giderler
Asla ölmeyecek olan bir bilincim
Bir farkındalığım
Düşler içinde bir ömrü
Bir an'a sığdırmışım
Tanrının göz kırpışıyla var olan evren
Bir çırpıda yok olur aniden
Bizler boyutlar arasındaki gezginleriz
Durmadan gidip gelen
Giydiğimiz yalnızca bir beden
Onu da dünyaya bırakacağız giderken
Atakan Celisi
2024-05-13T22:05:15+03:00O da sizin fikriniz...
Duygu Gültekin
2024-05-13T20:20:24+03:00Bakış açısı farklılığı işte. Ben o kadar yetenekli olduğumu düşünmüyorum.
Atakan Celisi
2024-05-13T19:29:28+03:00Asıl bu isimleri düşününce umudun artması gerekir. Çünkü onlar bize hiçbir şeyin imkânsız olmadığını gösteriyorlar.
Duygu Gültekin
2024-05-13T18:36:20+03:00Kendimi Fuzuli, Baki veya Shakespeare ile karşılaştıramadığım için bu yorumu yapmıştım. Bu isimleri düşününce umutsuzluğa kapılmamak elde değil.
Atakan Celisi
2024-05-13T17:58:41+03:00Üzerinden 400 sene geçmesine rağmen bugün Fuzulî'den, Bakî'den, Shakespeare'den ve daha nicelerinden bahsedebiliyorsak unutulmak sadece bir kelimeden ibarettir. Bütün mesele kalıcılığı geç olmadan ve umutsuzluğa kapılmadan yakalayabilmekte.
Duygu Gültekin
2024-05-13T17:03:59+03:00Ne kadar iz bıraksak da unutulacağız eninde sonunda. Bundan kaçış olduğunu sanmıyorum.
Atakan Celisi
2024-05-13T16:57:54+03:00Beden de kalmıyor, mezar da... Çıldırmamak için yaşadığımızı veya var olduğumuzu kanıtlamak zorunda kalıyoruz; kimimiz çocukları ve torunlarıyla kimimiz de sanatıyla. Yaşadığımıza dair bir iz bırakmak o kadar mühim ki... Aksi takdirde bizlere biçilen hayatın boşluktan bir farkı kalmaz. Bu konu üzerinde çok durmak gerekir...