Ben yüzümü vitrinlerde bıraktım 

Ne zaman almaya çalışsaydım içime kalabalıklar kaçardı 

Kalabalıklara boynumu bükerdim 

Ellerimi açmazdım açamazdım 

Ellerimin kiri pası güzel insanların gözlerini yorar 

Gözler kalpleri yormamalı bu yüzden ellerime eldiven takmalıyım 

Ayakkabımı yalnızlığımla yıkadığım günler aklıma yalnızca annem gelirdi

O da gidince yalnız ellerim kaldı 

Size anlatacak çok şeyim vardı hepsini bir kadın aldı 

Bir kadının avuçları 

Ben bu yüzden avuçlara çok düşmanım 

Tiksiniyorum 

ellerimden

aynalardan

Beni bana hatırlatan her şeyden tiksiniyorum 

Ben yüzümü vitrinlerden alamadığım gün avuçlarımı da orada bıraktım 

Gözleriniz üzerime tükürüklerini salarken ben yoluma kaldırımlarla devam ettim 

Kaldırımlar üzmezdi beni 

Kaldırımları da kaybedince asfaltlar, asfaltlar bitince tabelalarla devam ettim 

Yolun sonu bir türlü aydınlanmamıştı 

Ellerim kirli, gözlerim dolu, vitrinler boştu

Kirlilik esasen tartışmaya açık bir konu olduğundan beri asabiyetimi katlayıp bir kenara bırakıyorum 

Annem diyorum benim annem vardı

Kalabalıklar koro halinde bir kahkaha bastı

Benim annem var, diye haykırdım bir kere daha 

Kalabalıklar içinden koro halinde bir kahkaha daha gelince sustum 

Anne 

Oğlun avuçlarını özledi 

Neredesin anne?

Ağlamak eylemi bütün vücudumu yenilerdi çoğu zaman 

Ama gururum incinirdi 

Orta doğuda erkek adam ağlamaz derlerdi 

Ben apartman aralarında birkaç kez ağladım 

Anne avuçlarım kirli 

Yanına geliyorum 

Bekle beni anne