gecelerin ekşi çocuğu olarak ve

itinayla kırarak başparmaklarını

namlunun ucu evime dönükse madem

baharat yollarında kırklanmaz adım

güneşi aramaya yolla sancağını

belki kız ağlayarak kuyuda buldu yansımasını


Atlantis'in yalınayak çocuğu

Atlantis'i yalınayak bırakan pejmürde çocuk,

salla depremin kalıntısı başını

dökülsün savruk antların kanlı kanatları

belki kız çatlayarak çıkardı dışına astarını


fingirdeyerek travması avuçlarında

kan revan bir duvardan siliyorum aynaları

makineleşmek istemiyorum

leş, leş, leş

kokusunu sökerek akbabadan

belki kız sessizlikte putlaştı


Atlantis'in pusulası çocuk,

belki kız uçmaya elverişsiz arazilerde göğü yamacına tapuladı.