Yavaş yavaş akıp gidecek her şey.


Tuzla buz, yerle yeksan bir duvarın

Yaraya bastırınca ağırlaşan acının...

Dün ölmek için güzel bir gündü


Ama yaşıyorum,

Yaşamak buysa eğer...


Elimize bulaşmış boyaların izine bakarken

Kaçırıyorum tek bir anı.

Boynuma ekşi kokan şiirler dolduruyorum.

Bana dünden daha güzel bir gün

Olduğunu söyle bugün için.

Ellerimle ellerine taşıdığım

Evimin naftalin kokusunu bastırırken

İçimizdeki savaşın bittiği noktada

Tam da burada bekliyor olacağım


Ama yaşayarak


Yaşadığımı sanarak...

Yaşatarak her şeyi.

Güzel bir gün olduğunu söyle şimdi.

Ceviz ağaçlarının altına

Sararmış vücutlarımızı yatırırken

Aklımda en son kaldığın anı hatırla

Ama yaşayarak

Yaşadığını sanmayarak...


Boynumun ekşi kokan yanına koşarken

Bana baharı getir bu kez.

Ekim ayı bitmek üzereyken

Soğuk ellerime yakarken bir kibriti


Bir saniye düşünmeden

Korkmadan

Korktuğunu sanmadan.

Susarak, susayarak

Bir kere olsun...


"Özledim." de...


Soğuk ve ıslak ekim ortasında

Üşümüş bir şarkıyı dinlerken

Omzumu acıtan ağrıya bakıyorum.


"Bugün dünden daha güzel"

diyorum.

Baharını getireceğin zamana kadar

Soğuk bir dizenin ortasında

Saçlarımdan geçtiğin yerleri seviyorum.

Ama yaşayarak

Yaşadığımı sanarak.


Bir gün daha ölmeden.


Öldürmeden.


Özledim.