ben bu fotoğrafı çektiğimde orada yoktum, adımı sorsalar bilemezdim, çünkü; kelimeler bir güzergahtı, ben susuyordum ve üstüm başım kan, en çok hayatta kalmaya özendim, içtiğim sigaranın markasını ve bindiğim arabanın modelini yükseltmek falan, beni bu özentilerime maruz bırakanlar vardı, biçimim hep tehlikeydi, ne zaman konuşsam iyi bir insan olduğumdan şikayet eden güç aşıkları vardı çevremde, oysa ben mütevazi nasiplerince hiç ertelenmeyecek kadar kolay bir kabul edilen olabilirdim, şimdi ise ne zaman hıçkırsam kursağımdan sıçrayan alkol zerrecikleri var, yahu soru çok basit, kardeşim sen yaşamak istiyor musun, istiyorsun, tamam ama bunu neden kendine bağlıyorsu, bağlama ulan hayvan herif, senden ne isteniyoorsa onu yap, iyi de ben şairim ama, tamam sen yine şair ol ama, bak gerçekten yaşamayı istiyor musun sen!


ben bu fotoğrafı çektiğimde midemde üç tane nörolojik hap kanıma ahkam kesiyordu, elimden gelen tek şey aaaa yolun güzelliğine bak, nasılda kalbimizin üzerinden ezbere geçenlerin izlediği yola benziyor'du, herkesin bildiği bir yol var ve ne tuhaf, herkes aynı yolu izliyor, oysa ben, oysa beni siktir et şimdi, yani yoldan bahsediyorum, birazcık kenarından gitmek, burada yol varmış dememek diyorum, ne alakası var deme, ben bu kadar güçlü olmayı kendim için istemedim ki hiç, bu bağlamda güçlü olmamdan da nefret ediyorum, kendim için ne istedim peki, kendim için ne istedim pekii? sadece uyumak, bir kahraman gibi değil, aciz, çelimsiz, uyuduğuyla yoksa öldü mü arasında gidip gelen insanların arasında sadece uyumak, ne tuhaf, beni uğruna kilosundan daha çok kan kaybettiğim insanlar bile kandırdı, bunu bir filmde görseydim oturur saatlerce ağlardım ama, başıma geldi, ağlamak ne kelime, benim daha güçlü olmam lazım


Aykut Akgül