Benim en büyük zaferim, kendimle verdiğim savaşlardan sağ çıktığım geceler. Yaralarım daha kabuk bağlamaya bile başlamadı. Yalnızlığım içimdeki kasvetin doruk noktası ve hayatım dikenli yollardan ibaret. Daha yol var kendime uzanan. Ben arada bir yerdeyim. Gittiğim otobüsün cam kenarında ben oturuyorum. Artık başka birine kaptıracak kadar kendimi kaybetmiyorum. Camdan dışarıyı izlediğim gözlerim sulu ve daima en içten duygularımı akıtır. Dilim dönmez, gözlerimden anla.

Sadece bazen kendi kendime teselli fısıldarım. En büyük tesellim içime işleyen gün batımı. Çünkü güneş batıp gökyüzü siyaha çalmaya başladı mı insanın içine umut tohumları ekilir. Belki bizim de dallarımız ufka dayanacak özgürlüğe erişir ve yaşamaya başlarız tekrardan. Özgürlük, mavinin her tonu.

Şimdilik bir son yazıyorum bize, kalemimde keşkeler dolu. Belki yolu yarıladık, belki de daha en başındayız bilemem ama bu hikayeye ihtişamlı bir sonun yakışacağının farkındayım. Bu sonun başlangıç doğuramayacak kadar hüzünlü oluşu, yazarının tutunacak özgürlüğü kalmadığındandır. Eğer ben gidiyorsam sevgimin bittiğinden değil, hak edecek kimseyi bulamadığımdandır.