Dava düştü, tanıklar ve tanklar düştü, kaldırım ve yollar kapalı şimdi. Gidilmeyen daha birçok yol var. Dönülmeyen köşebaşları, dövülmeyen yurttaşları var alemin. Alem ki benim kanıma susadı, alem ki kırdırmıyor kalemleri.
Dava düştü, aşıkların sesinden yepyeni bir mahallenin ilanı, bizim yollarımız diri. Dokunmaktan sızan şey bir ayna, aynada duran alnım ak, başım dönüp duran bir çark oldu burada.
Dava düştü, peşinden koşulmayacak kancalar kolda, söylenecek ne var bunca şeyin ardından ve tüm yolda, yürünecekse yürü, koşulacaksa koş korkma. Kaygıyı boğ, hem de benim dudaklarımla. Bir kuşak bazen bir zafer sana. Bir bayrak göğsüme serilince, sağ edeceği şeylerden biri, belki sensindir. Benim sağ oluşum da bir yenilgi sana.
Dava düştü, ateşin içinde dilimden bir fitil, bir sözün yakacağı alevin kiri burada, kucağımızda uzanmış gün, başını devirmiş omzuma. Tepetaklak kovalanmış ve düşmüş gece. Ardında haramiler mavi yelden, aklında üç satırlık bir şiir ve derken dökülür cini içinden. İçinde kan da var, içinde biraz toprak, bir mezar taşı, zindan. İçimde gündelik adımlar var.
Dava düştü, göğsünde koyu bir halka, alnında nurdan bir perde diri. Hala ölmemiş ne çok şey var. Hala akislerde görünen, karanlığı bürünen ne kollar, ne iri yarı boşluk ve kötürüm bir hafıza. Aklımdan hiç çıkmayan ölümü, yaşamaktan alacağım bir şeyler var. Dava düştü, gençliğe çektik kılıçları erken, biz sana yenilmeyeceğiz ey ölüm derken öpüverdi minberi. Dur artık ey kış, mahallelerdeki bu tuğladan nakış, yıkılmakta burada.
Dava düştü, öfkem diri. Söylenmeyecekti söyledik, dokunulmayacaktı tuttuk defteri. Saçılmayacaktı yalanlar, en olmayanını bulduk senin için. Ardından koştuğum hiçbir numaradan korkuyu, sırtıma bilmem yük. Bilmem yük ölümden başka, ölümden başka, ölümden ve böylesi iyi. Anahtar sesleri, kırılma sesleri, dökülme sesleri. Ben, yeniden bir günün şafağında. Bu da söylenmeli.
Dava düştü, öyleyse barış mı? Öyleyse ateşkes, öyleyse sulh olacak bana. Talih bir kuş değil anla, bir yaşam hakkı, baş dökmeden toprağa. Talih aşkı anlamaktan geçiyor, aşk denilen şey bileklerden geçiyor burada. Dava bu, karar bu, hakimi sorma. Yeniden dönerse dönsün alem, yeniden ve şüphesiz aşk için madem, öyleyse yenileceğiz. Öyleyse boyun eğ âdem, yeniden dirileceğiz burada.
Dava düştü, ilan edilsin tüfengi, topu, arabası ve hanesi düştü. Ben de düştüm ama böyle iyi. Kalkmaya meyli kınandı, insan ya hep böyle sınandı, ağzından sınandı. Dilinden ve *belâ, elbette sen bizim rabbimizsin dedim ona. Davacı da ondan, davalı da onda, bir karşı kaldırım sunacak bir hal vardı onda. Yollar sundu, ne iyi! Dava düştü o yollara, küskünsün demiş, değilim efendim, geldim geri... Duracağım burada.
*: A'râf Sûresi, 172. Ayet: Evet, elbette sen bizim rabbimizsin.
berayişeyda
2024-12-30T22:07:18+03:00Kevser Karakaş, çok teşekkür ederim ☘️
Kevser Karakaş
2024-12-30T20:41:20+03:00Ürperdim. Seni anlamak ne iyi Şeyda.