Bir zaman kırıntısının kucağında doğduk
Büyüdüm, bir boşluğa bırakılırken gördüm bizi
Çivi çiviyi söker dedin, hurafeler aşkına
Şifa diye vadettiğin vebaya inandım
Çocuktun, bulutları dizerdin inciden
Salgınların laneti kadar çocuktun
İnanmak, uğrunda kavimleri katledip
usturayla kazırdı yüzümü tarihten.
Değirmenler neyle dönecek, bir düşün
Hangi ölümle gelecek avcı
Kadınlar bellerinde sepet, kadınlar ellerinde kırbaç
Çığlıkları dizginleyip yıkarken çamaşırları
Yanağa düşen bukleye bulaşacak kan ve sızı
Bir düşün şimdi, dizlerine kadar çizmeler
ve yine dizlerine kadar etekle
sıçrayıp dururlar çağıltısında nehrin
Hep diken üstündeler ama, hep diken
Ve diken olur kadere boyun eğişleri
Ümitleri kayıp, bilinçleri esir
Düşün
Düşün eteklerin bize sunduğu gizemi
Ve bir çığlıkla devrilen sepetleri.
Çürük bir âleme açılan gediklerde doğduk
Doğum lekelerimizden sızıyordu irin
İncisi kayıp istiridyenin, bir ağlayıp bir güldüğü
O delilik kadar serin
Ve çocuktun, ömrün bütün mucizesini dizerdin
Daha sessiz gitmeliydin bak, sessizlik,
bizi yaşama inandığımız yerden keser,
Kaçtığımız her şehre gelirdi.
Bu kaçış değil, bu dil yakan çaresizlik
Feci sıyrıklarla atladığım kılıçların üstünden
Düştüğüm, inlediğim
Önümü göremediğim toz bulutlarından
Bu insan selinden, kaçış değil
Mengenede sıkışırcasına ezilen aşkın,
Kılıcın bileyli demirine karşılık gelişi.
Bir an vardın, bir an çocuk
Tüm yasaklara başkaldıran insanlık,
Zırhlarını kuşanmış bir zaman ejderi.
Bak uzanacak bir yerim kalmadı, büyüdüm
Gül yerine barut sinen ellerim
Ellerim tükendi, insaf
Kapısız evlere varamadan
Eşikleri bir bir aşamadan döndüm
Kaçmadan yakalanıyor, koşmadan düşüyordum
Ezildikçe sırtım, bir saman tadı belli belirsiz
Bir kömür kokusu, keskin.
Bir yanım toprağa bakıyor, vurgun.
Tek çarpışmayla nasıl bunca kanıyordu sesin
Beni bu meydanın en ortasında çorak ve
Sağanak bir acıyla koyup gittin
Dağları bağladın ayağına
Yük dedin bu
Kolsuz bir kukla gibi hor dedin bu
Öyleyse eğil, uzanabildiğin kadar kuyulara
Karış var gücünle puslu kayıplara
Ben göçerdim heybemde bir efsane taşıyarak
Her anlatışımda büyürdü, din olurdu, tapılırdı
Kadınlar sepetleri bir, kırbaçları bir yana savurarak -be insaf!
Koşardı
Bir efsane, zamanı dondurarak
bütün evreni yıkardı
Yankısı uzayı büküp de
bizi boşluğa atıncaya dek yıkardı.
Ki daha çocuktun, gözyaşın yalnız öfkeyle akardı.
Artık göçüş zor,
Heybemi bir dişi kurda kaptırdım
Kaderin peşinde dilsiz ve yalın ayaktım.
Gerisi boşluk, gerisi çamur, gerisine vakit yok.
Fotoğraf: Sözer
Kevser Karakaş
2021-06-11T01:39:22+03:00Çok teşekkür ederim Mert :)
Kevser Karakaş
2021-06-09T14:02:14+03:00Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederimm, yorumlarınız çook kıymetli benim için. Eksik olmayın hiç ☄♡
Yavuz Türkmen
2021-06-09T10:23:24+03:00Hiç bitmese keşke dediğim bir şiir olmuş. Her dizesinin ayrı ayrı özenle yazıldığı çok aşikar. :)
Pınar Kılınç
2021-06-09T08:23:50+03:00Ah! 💔
Ferah
2021-06-09T03:55:58+03:00Yine çok beğendim çok 🌼
Utku Koçlar
2021-06-09T03:50:02+03:00İfade gücünü çok beğendim Kevser. Tebrik ederim.
Emine Güler
2021-06-09T00:53:26+03:00Okurken çok keyif aldım, tebrik ederim 🌺
İrem Polat
2021-06-08T23:49:52+03:00Merhaba Kevser, arkadaşlar da söylemiş yorumda ama yine de söylemek istiyorum, şiirin akışı çok güzel. Beni etkileyen bir şiir oldu, lütfen yazmaya devam edin 🌸
Reyhan Polat
2021-06-08T23:16:02+03:00Kevser şiirin sesini çok sevdim. Bölüm geçişleri de cidden güzel. Ellerine sağlık, bir sonraki şiirini merakla bekliyorum. :)
Gül Kurusu
2021-06-08T23:08:45+03:00👏🏻👏🏻👏🏻
Atakan Aydın
2021-06-08T23:06:41+03:00Kevser, çok beğendim akışını ve ses olayları gayet iyiydi yeni şiirlerinde görüşmek dileğiyle
Ömer YER
2021-06-08T23:01:32+03:00Son mısrayı 3 kez okudum, baya iyi yüreğine sağlık. Eleştiriler çok iyi 👏🏻👏🏻