Yanından geçerken korktuğum mezarlıklara, şimdi tanıdıklara selam vermek için uğruyorum.
Günün sonunda, evde huzur olmasıdır yorgunluğu alan. Ev, huzurluysa yuvadır.
Yalnızdım, yalnızdın, karşılaştık. Artık yalnızız.
Otobüs kalabalıklaşıyor ve ortamdaki mutsuzluk oranı artıyordu.
Toprakla buluşan gözyaşıma baktım. Annem, babamı benim yerime öpmesini istedim
Rahatsız bir kanepede bütün uzanma pozisyonlarını denerken, birde bakmışım, ölmüşüm!
Kalp kalbe karşıydı, yalnız biri demir parmaklıklar ardında mahpustu.
Anladım
Hayatı şiir olanın
Hayatı yokmuş.
Buhranı duvarlara sinmiş suretleri, griye boyayarak görünmez kılacağını sanıyordu.
Yorgun ruhuma uykunun fayda etmediğini boynumdan akan yaşlar ardından anlamıştım.