Günümüzde internet bağımlılığının geldiği konuma göre negatif taraftan bakarak şunları söyleyebilirim: Herkeste bir asabiyet ve bununla birlikte insanların birbirini kolaylıkla öldürme noktasına geleceğini düşünüyorum.
Bir karikatür gördüm geçenlerde. Adam kapıdan içeri giriyor çocukta anne bu adam kim diyor. Annesi bu senin baban oğlum kahvehaneler pandemiden dolayı kapanınca eve geldi diyor. Çocuk çok şaşırıyor. Bu da onun gibi bir şey eminin internet varken göremediğimiz pek çok şeye şaşıracağız. En basitinden şöyle düşünelim internet varken sürekli ya telefon ya PC başındayız. En azından olmayınca farkına varıp keşif yapabileceğimiz çok şey olacak. Ama yinede umarım gitmez. Online eğitim de baya lazım şu an 😂
Bunu düşünmek bile ürkütücü. Dünyanın felç olması gibi olurdu. Ama asıl ürkütücü olan internete bağlanıyor oluşumuzdan ziyade geçmişi çok da öncelere dayanmayan bir şeye bu kadar bağlı hale gelmemiz. Onu, bu korkunç boyutlara ulaşan işlevselliğinden dolayı kılcallarımız haline getirdik desem yeridir.
Bana göre İnternet büyük nimetler aşıladığını söyleyen, dünyanın etrafını sayısız kabloyla sarmış bir yaratık gibi. Onun bize ne kadar iyi geldiğinden bahsediyoruz. Fakat bu yaratığın bizi büyülediğini düşünemiyoruz. Aslında distopik bir dünyadayız. Distopyada karakter nedenleri anlayamaz. Bu öylesine bir şey ki mahrum olduğumuz şeyler hakkındaki bilgilerimiz çok yetersiz. Çünkü artık elektronik kültürün çocukluktan gençliğe uzandığı bir zaman dilimindeyiz. Yenileri yetişiyor elektronik bireylerin, her gelen katlanarak ilerleyen teknolojinin yeni birer kölesi olarak geleceğin üzerine gidiyor. İnternet, bundan yirmi yıl önce bile bazı kesimlerce korkulması gereken bir şey olarak görülüyordu. Çünkü medyanın, algıların, kanonların, tabuların her şeyin altüst olabileceğinin kanıtıydı İnternet. İnternet, insanların uyuşukluğunu ve dünyaya karşı olan körlüğünü katlayıp artırdı. Umarım bir gün neler kaybettiğimizi hatırlayıp eski dünyanın gerçekliğiyle hemhal olabiliriz.
Dünyada olup biten önemli önemsiz her şeyi öğrenmemenin getirdiği kendini tekrar görebilme, sakinlik, biraz sessizlik.
Bunu her düşündüğümde “friends” dizisinin kafedeki sahneleri aklıma gelir. Arkadaşlarımla veya çevremdeki insanlarla gerçekten sadece sohbet edip herkesin birbirini -gerçekten- dinlediği anlar yaşayabileceğimi umuyorum