"Zaman zaman, sesin bana sanki çok uzaklardan ulaşıyormuş gibi bir duyguya kapılıyorum; görkemli ve dayanılmaz bir şimdinin tutsağıyım oysa; bütün ortak yaşam biçimlerinin, süreçlerinin sonuna gelip dayandığı bir şimdi bu..."
Italo Calvino, Görünmez Kentler
"Gözleri içine düşmüş kırık bir kukla gibiyim."
Burukluk, Emil Michel Cioran
"Ben, ben'im sadece; anlamazlığın, sıkıntının çağdaş bir yüküyüm sanki. Tuhaftır, kendi yarattığım bu yükü bile kaldıramıyorum kimi zaman. Ve işte o zaman ki, bütün çılgınlıklar beni buluyor; nefretler, anlamsız yalnızlıklar, alkoller..."
İki Satır, İki Satırdır, Edip Cansever
“I thought I would be understood without words”
- Vincent van Gogh
Böyle süslü laflara değil, bir amaca ihtiyacım var. Bütün hatalarımı ve pişmanlıklarımı silecek, başıma gelen her şeyi, sanki ona varmak için yaşamışım gibi haklı gösterecek bir amaca ihtiyacım var.
Selim İleri'nin çok ama çok sevdiğim kitabı Ölüm ilişkileri'nde baş karakter kadın hakkında bir cümle geçer : " O, mücevher takacak kadınlardan değildi. Ona olsa olsa antika bir gümüş yüzük alabilirdiniz." Ben, o kadınlardan olmak istedim.