Sizlerin desteği ve mevcudiyetine ihtiyaç duyduğum şu mevzu için en uygun yer bubisanat diye düşünüyorum:
Bir yapı kurma niyetindeyim; henüz acelem yok, ince ince bir şeyleri hesaplayıp taslak ve sermaye oluşturacağım çok uzun süre. Peki bunu size niye anlatıyorum?
Etrafımda piyasa tarafından örselenmiş harbiden iyi niyetli ve yetenekli arkadaşlar var; kimknin kalemi kuvvetli, kiminin teknik bilgisi yerinde, kiminin oyunculuğu, kimi heykel okumuş iyi sanat yönetmeni olur... (iyi niyetli olup hiçbir şeyden cidden anlamayan da yok değil bu arada, açıkçası bu kesim planıma dahil değil) onlara el uzatmayï, kafa kafaya verip kendi anlayışımıza, kafamıza göre şeyler yapmayı istiyorum, biz niye sırf birileri "satar" diyor diye hiç kendi beğenimiz olmayan şeyler yapıp duruyoruz.
Dikkatinizi çekerim buna "iş" demedim bu arada, başka şeylerden sağlayacağız geçimimizi ve fazlasını (halihazırda bir işimiz varsa ondan mesela) bir noktada o fazlalık bize boş vakit sunacak ve projelerimize yumulacağız, projelerden gelir olmaması sıkıntı olmayacak bile ama o kadar proje yapacağız ki irili ufaklı, sürümden kazanır gibi içlerinden biri er geç bize kapı açacak. Hiç durmayan bir sanat üretimi düşünün, nöbetleşe ekipler gibi bir sistem olacak, bu paylaşım sayesinde kimsenin beyni de patlamayacak sürekli yaratıcı olmak durumunda kalıp. Sadece kısa film ile sınırlandırmayın da bunu, bir tiyatro oyunu da ortaya koyabiliriz, uzun metraj da, hatta bir sosyal medya videosu da; önemli olan tek şey düzenli olarak fikir üretip en azından bu fikirlerin dörtte birini hayata geçiriyor olmamız.
Bir de mesela Malatya'da beş kişi var diyelim, bu beşi orda çekim yaparken İstanbul'daki arkadaş kurguyu, Ankara'dakiler senaryoyu falan halledebilecek. Bir şeye yetişme kaygımız da olmadığından stres sıfır olacak, eğlenmiyorsak bırakacağız hemen. Masrafa girme gibi bir durumumuz da olmayacak, birinin kamerasıyla çekip diğerinin gitarıyla falan yapacağız müziğini mesela, anam babam usulü.
Örneğin kırk kişiyiz diyelim, hepimizin işi gücü meşguliyeti olacak ama herkes her gün bir cümle yazsa hemen çıkar bir kısa film senaryosu, kişi uygunluklarına göre ekipler düzenlenecek çekimler yapılacak falan ve sürekli kısa film üretiyor olacağız düşünsenize; sürekli yeni bir şey ortaya koymaya çalıştığımız için de zamanla bu bizi her konuda daha da pişirecek, tıpkı Bir Demet Tiyatro, Mahşer'i Cümbüş mantığı aslında. Her hafta skeç yazma zorunluluğumuz varmış gibi onca kişi fikir atacağız düzenli ortaya ve onları gerçekleştireceğiz.
Diyelim biri ortaya bir fikir attı ve çoğunluk beğenmedi, o fikir yapılmıyor olmayacak, beğenen üç kişiyse üç, beş kişiyse beş kişi o fikri hayata geçirmek için yine çaba sarf edecekler. Yaptığımız eserler bir marka, oluşum ismi altında paylaşılmayacak ve dolayısıyla memnun olmadığınız şeylerin dahli gibi görünme riskiniz bulunmayacak; bu çalışma sistemiyle sadece bünyemizdeki herkesin mümkün olduğunca çok projeye elinin değmiş olması ve cv'lerine ekleyebilmeleri sağlanacak.
En arzu ettiğim şey de şu. Atıyorum Ahmet diye bir arkadaşımız olacak, Ahmet bir projede oyuncu, diğerinde yönetmen, ötekinde kurgucu olacak (isterse tabii, fakat mesela hep oyuncu olma lüksü yok), zaten sürekli bir şey yapacağımız için "ya bu da şunu çok iyi yapamadı tüh" durumumuz olmayacak, herkes tam nereye ait olduğunu birlikte, takım olarak deneyip öğrenecek. Kaybedecek bir şeyimiz olmayacak, bu projenin şusu pek olmadı diğer projede geliştiririz deyip geçeceğiz ve kimse kendini ön plana çıkarıp bir diğerini rencide edemeyecek, daha ziyade örneğin kurguyu bilen arkadaş, yapamayan arkadaşa hataları üzerinden öğretecek ve gün sonunda bu çalışma biçimiyle her birimiz multidisipliner bireyler haline geleceğiz.
Ha bu arada bir şirketleşmeye de gitmeyeceğiz, tamamen arkadaş grubu olacağız, maddi kazançları projelere harcayıp dümdüz, artan popüleritemizi kendi bireysel iş hayatlarımızda network vb. unsurlar için kullanacağız. Bu süreçte elbette ki aramıza kötü niyetli yahut amacı başka olan, egoist, tartışma çıkarıcı bireyler dahil olacaktır ve ilk başta bunu fark etmeyebiliriz fakat birilerinin diğer insanlar üzerinde söz sahibi olup domine etmesinin önüne geçmek amacıyla din, dil, ırk, yönelim, kişisel unsurlar gibi konularda bırakın kavgayı, herhangi bir fikir beyan etmek suretiyle bu konuları açanlar dahi banlanacaktır, aynı şekilde öncelikle oluşumdan tanışıp sonra özel hayatta tatsız durumlar yaşayan arkadaşlarda da bu geçerli.
Diyelim ki birinin performansından hiç memnun kalmadınız ya da bir biçimde kimyanız uymadı; "Ben onla çalışmam yav." deme lüksünüz olacak, bu kişi diğer herkeste de benzer sorun teşkil etmiyorsa onun için bir diğer arkadaşımız sizin yerinize devreye girecek; lakin bu noktada gruplaşmanın önüne geçmemiz şart, misal çok iyi anlaşan 5 kişinin sadece birbirleriyle dönen projeler yapmasına izin verilmemesi gerektiği kanaatindeyim.
Böyle farklı bir yolu da bir yandan çizmeyi gerekli buluyorum çünkü ülkemizde bir mesleği sürdürerek, iyi kabul edilen bir gelir de elde etseniz, içinde bulunduğunuz ekonomik statü ne ise onun üzerine çıkmanız mümkün değil, sürdürebilenler dahi kendini şanslı sayıyor. Ben ne uzayıp ne kısalmak istemiyorum; yıldızlara dokunmak değilse de onların da beni fark edeceği kadar yukarı çıkmak istiyorum.
Lütfen içinizden bu fikir aklına yatanlar varsa bir şekilde bana ulaşabilir mi? Fikri daha da geliştirmek ve büyütmek, bu sayede daha sanatsal bir çevre edinmek istiyorum, tanışalım tartışalım kararlar verelim falan, şimdiden heyecanlandım.