Hepiniz mi yolcusunuz bu gece ?
Ulduz, Kıran ve Ece.
Soğuk bir bankta, bilhassa ayakta
Beklerken öylesine.
Tabela çatlak, peronlar boş
Hüzün dolu rüzga...
Gece hep böyle.
Gözlerim kan çanağı ve tenim soluk
Çıkacağım her yolculuk,
Bir kış rüzgarı gibi acımasız.
Hele buçukta doğarken güneş
Ve değerken üstüme...
Sen beni hatırlamaya vakit bulursan
Bir kuş tut, haber sal gökyüzüne.
Zira ben yoruldum.
Ben tükendim
Bu köhne yerde unutulmaktan.
Seni arayayım derken...
Çökerken yine dert başıma
Bakma sen benim gözyaşıma
Kan değse yüzüme, kaşıma,
Ölmem! Müsterih olasın.
Kırılsa gonca gövdesinden
Dağların o gür sesinden
...
Kimi vakit kahır, kimi vakit garip bir dert
Uysal sedir, ölmek nedir? Bu kadar mı sert!
Mecal yok. Kirpik vurmadım, sabah oldu.
Söz et yârim! Kızıl gece n...
Alışıyorum artık bu yaban tada
Huzur ararken acı bir lavantada.
Kısır gece ve dolunay soğuk.
Buz tutmuş ellerimin kırışık çizgileri.
Hangi vuslata aitse ...
Sevdiğini kandırmak kadar daha üzücü ne olabilirdi? Bir kere kırılmıştım. Günümüzün ocak yıkan vebası kısır kesilse yine mutlu olamayacaktım. Yüreğim sevgili...
Ben de bilirdim bir Özbek kızının peşinden Asya'ya kadar sürüklenmeyi
Alamadım göze
Çin zulmüne karşı ambarda saklandığımın
Beşinci gününde,
Siyah bir f...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok