Yazamadık diye hüznümüzü yok saydılar.
Boş bir kağıtta nasıl belli olur hüzün? Sormadılar defterin var mı?
Kalemimizi de çoktan kırmışlardı zaten.
Ayna...
Sigaranın izmaritinin az fazlası. Az daha içsen olmayacak, alkolün az daha kısmı.
Ve tam da çocukluktan çıkmadan önceki dönem,
O on yedinci buçuk yaş dön...
Bazen öyle yalnız hissederiz ki
Bir sesi umut ederiz.
Hayal ederiz belki, ne bileyim
Kapı, telefon, cam sesi...
Biri gelse bir merhaba dese
Birisi sor...
"Tesadüflere inanır mısın?" dedi.
"Tesadüfe bağlı" diye bir cevap alıverdi,
Ne bileyim belki bir gemiden aynı anda denize bakmışızdır diye geçti aklından...
Bir hüzünlü hava çiz deseydi gözleriyle;
Dağların üstünü bulutlu.
Martıları sessiz.
Ve bir tane de kayık çizerdim
Dalgalar kadar keskin sözlerini çizerd...
Ben aslında bana çok benzeyen birini kaybetmişim
Ama yolcu ederken gözlerinden son kez gibi öpmemişim
Anılarımı beni sıkıştıran göğüs kafesime kilitlemiş...
Oysa renk körüydük hepimiz,
Sevmediğimiz renklere kör.
Neydik bilmiyorum, işimize neremiz geliyorsa
Pazarlarladık
Her şeyden önce soğuktuk,
Güneş’in ...
Yıldızları görünmüyorsa bir memleketin,
Üstelik ay da yoksa o akşam,
Bana adaletten bahsetme.
Kapılarını açma, o şahane boşlukların
Yargılamasın beni o...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok