Ben ellerinin serinliğini bilmem, duymadım
Eylülü bilirim bir yaprağın hikayesinin bitişini
O da bilir ki toprağa değdiği yerde
Başka bir aşk başlayacak
...
Hayatımda hiç geyik görmedim fakat onun sesi, yürüyüşü ve bakışları hiç olmadığı kadar etkide bulunur bana... Korku ve mutluluğun yanı sıra hüzün de ön plana...
herkes için bir olan geçmez benim yüreğimden
neden bu kadar inatçı ve kural tanımazım diye düşünmüşümdür hep
sonra ise ılık bir akşam yağmuru aklıma gelir
...
"Ülkemin en yaşlısı çöpten yemek arar,
30 yaşında torpil ile başa gelene tapar
Sokaklar her zaman sefiller için yanar"
Suç oldu yolda yürümek ve su içmek...
Sen gittin gideli sessiz bu şehir
Gökyüzü yitirdi maviliğini
Gülmenin çok bir manası kalmadı
Yaşamak eski tadında değil
Sen gittin gideli sevdiğim sessiz...
Sonunda güneş yüzüme yansıyor
Farklısın hep gördüğüm kırık çiçek
Farklısın çatlak yollar
Beyazı silik çizgi
O gün geldi çattı bakın
Hissettim bir nur iç...
yankıların adı olur yalnızların şehrinde
kapında kanlı kuş var, avuçlarında yanık
tutam savunması sarar dizge rivayeti
oluk oluk akar yapışkan haram bağrı...
Sekiz dakikalık bir kısa film.
Böyle bir durumda ben neler sorardım diye düşündüm de, bazı şeyleri hiç öğrenmesem daha iyi sanırım.
İzlemek isteyenler...
Evin en güzel saatleri bunlar...
En güzel anlardan birisi de evdeyken
yolculuk öncesi annemin mutfakta kahvaltı hazırlarken çıkardığı kahvaltı hazırlama se...
Hikayesi ve işleyişiyle bizi adeta bir masalın içine çeken "Suskunlar" 17-18. yüzyıl Osmanlısı'nda müzik, aşk, mevlevilik, iyilik- kötülük temalarını, mistik...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok