-Burası neresi? İmdat! Yardım edin bana, savruluyorum.
Bir ses çalılıkların arkasından hücum ediyor gecenin karanlığına. Ay hilal şeklinde, kendine yetmiyor...
Hiçbir şeyim yoktu ama çok şeyim vardı geçmişte,
Kolsuz bir bez bebek mesela,
Rengarenk gülücüklerim vardı.
Turuncu fırfırlı bir eteğim,
Kısa küt saçları...
Gel desem gelir misin bilmiyorum. Sormaya da korkuyorum gerçi. Cevabın beni orta yerimden kırması,kırılıp solması çiçeklerimin. Ya açmazsa ya küserse dünyaya...
Ruhumun derinlerinde bir ırmak kanıyor sanki. Gürül gürül akıyor içime. Taşıyorum ama görmüyorsunuz. Ne doğal afetler geçirdim ben bilmiyorsunuz. Ahmet Kaya’...
Gözlerine şiir yazmak istiyorum,
Gülüşüne öyküler,
Ellerine sevgilim,
Ellerine de ellerimi koymak istiyorum bu gece.
Görünmez bir gölgeyim şimdi,
Arka...
İçim içime sığmak bilmiyor bu gece,
Korumak istiyorum kalbimi,
Korkuyorum kırılır,dökülür yine diye.
Savaş başlıyor,
Çanlar çalıyor ıssız sokaklarda.
Ev...
Deniz çalkalanıyor hiddetle. Mavi dalgaların rengi koyulaşıyor, hava puslu ve yağmurlu... Yağmur yağdıkça yağıyor bir yarış içinde sanki. Kimle olsa bu yarış...
Sana bakınca;
Ne gözlerim dur diyebilir gülmesine gönlümün,
Ne de buna kalkışır aksi bir çocuk gibi.
Boyun eğmekten başka yoktur bir çıkış yolu,
Gözlerim...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok