Oya Kanter

kaçırdım mı son treni? 

evden uzaklara giden

tek yön, evet. 

bilet ne kadar? 

bi ömür hasret? 

ucuzmuş... 

elinizde başka doğum günü kalmadı demek

ama...

gecenin yarısı, aklım bir karış havada

tek bir mesajı bilet Apollon Tapınağına

teni dantel, parmak uçları alev alev

müsade var mı ağlamama? 

nolmuş zihni...

öyle tilkiler dönüyor ki aklımda

sadece "Monique" dayanabilir o karanlığa

"Monique" her gece rüyalarımda

sislerin arasında, bulutlara doğru uzanan bir mac...

seni sevmek? yok onu yapamam

seni öpmek? hiç bi işe yaramaz.

seni sevdim, kısa sürdü. aklım başıma çok çabuk döndü. 

ne lanet bi kış, ne kötü bi şaka

bik...

niye yine kapımdasın? elinde alacak kağıdın

kızlığımın ve kocamın kazdırdığın mezarları, 

başında beklediğim korkunç hastane kapısı

ödemeye yetmedi mi ası...

yıldızların dilinden yalan dökülmez asla

kör bir düğüm sımsıkı atılmış aramıza

kalamazsın ne uzağımda ne yakınımda

seni çılgına çeviren de bu galiba

sırt...

gece yarısı gördüm en güzel manzaraları

yıldızlar yağdı, tanrıçanın gözyaşlarıydı

ve bi öpücük kurtarır sandım

tüm o kozmik yalnızlık ve sarhoş zırvalıkla...

hakim kırdı kalemi "tez vakitte kellesi!"

mahkemenin kararı kesindi

kaşlarımı çattım, baş kaldırdım

"bu mu bize gördüğünüz reva?"

binlerce asker gerekti ...

antik yunan'dan bi tragedya:

Carrie kanlar içinde tebaası karşısında. 

tahta bi at içi dolmuş askerlerle, 

bügüne dek aldığı en güzel hediye!

şehre gece ...

ölü gibi bakışlarla dolunayda direksiyonda, 

son sürat ilerledik buz tutmuş otoyolda

radyoda bi arya, sözleri itiraflar

frene bas! yoksa bu yolun sonu ved...