gözlerin beklemenin durağı
bir çan, bir ölüm, serin bir türkünün hatrıdır
hatırıma gelen
kargalar seni ürkütmesin
çevrilmeyi bekleyen takvim yaprakları,...
Siz ne iyisiniz, ben sizi bir şeylere benzetiyorum
Bilmem bir testi, bir bakır sahan kolay mı sizinle
Çok rahat bir gökyüzü mü var sizinle
Güneş bir pazar...
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde o...
Bir ufka vardık ki artık
Yalnız değiliz sevgilim.
Gerçi gece uzun,
Gece karanlık
Ama bütün korkulardan uzak.
Bir sevdadır böylesine yaşamak,
...
Parmağımda yitirmenin intihar ivmesi,
istifra kasılmaları karında, “-ayyaş olurmu aşık bir devrimci,”
kimin o kadar yükü var şımarmaya?
kükürttür beni b...
Özledim gözlerindeki mutlu beni
Ruhumda esen tanyelini
Tenindeki şevkati
Şimdi karanlık heryer
Sustu zihnimdekiler
Sensizliğin bu kadar acıtacağını bile...
Bir geceyi daha öteliyoruz başka bir geceye. Yok oluşun sınırından yazıyoruz sözcükleri, gerçekleşmemiş bir ölümden arta kalanları yazarken defterimize bir a...
Zihnimde bir yerlerde bulamadım resmini
O an anladım anladım unuttum seni
Bir zamanlar her köşe başında anardım adını
Yarınlara taşıyamadım ıssız hatıra...
Bir tutsağım
Her yere giderken hesaplar
Sevmediği etimi döven kasaplar
Karışık kaderim
Eline çabucak bir hesap makinesi al
Ya da bırak
İçimdeki k...
Oğuz’da kaldığım bir gece yine...
Evimden daha rahat hissediyorum burada,garip ve tuhaf.
Sabaha karşı Cunda Hanım çaldı kapımı miyav nidâlarıyla...
Kalktı...
Bugün 1 Mayıs
Ve ben çok üşüyorum
Uzun bir yürüyüşe çıktım
Eğmişim başımı hafif adımlarla
Dalgalar içime içime vuruyor
Güneş ayrılık kızı...
Yürekte kıvranan sancılar, yürüyünce hafifler mi?
Şu kapıyı çalmayan inatçı neşe, bir gün yüze güler mi?
Giden trenin ardından baktığın her ân, tüketiyor z...
Hayır onlar için kimse savaşmadı
ve bu bir Valdaro Aşıkları hikayesi değil.
Sadece bir nefes kadar,
bir nefes kadar
saçlarında kalabilmek uğrunaydı tü...
Ruhumun baharına dolu vurdu.
Tomurcuklanmışken tam toprağım
Bir ölüm, karabasan gibi sarmaladı
En coşkun çağını ömrümün, hiç etti.
Nereye uzansam, çürüme...
Kendi ötekiliği ile doğuyor her özgürlük,
kendi yaşamına tiksinti ile baktığı çarpık bir varoluşa.
Yaşamsızlık.
Sessiz günleri düşlüyorum ve hep yaşamsı...
Sevmiyorum bu insanı
Yaprakları soldu hep kalmadı tek çiçeği
Umut ettiği şarkıların hiçbirini dinleyemedi
Geri gelemedi geçmişten geleceğe de gidemedi
Gü...
Bir şeyler yıkılıyor, yerine korkunç, şekilsiz, büyük betonarmeler dikiliyor şehrin hemen hemen her yerine…
Parklarda bile nefes alamıyoruz artık, bi’ yanda...
...
kutsanması ise bu bir hayatın
ve gecikmişse kapı önündeki davetsiz misafir
yağ üzerime yağmur
benden daha ağırsan dök kendini yerlere
içime de yağ
...
Burnuma geldi geçmişin tehlikeli ve küllenmiş kokusu.
Biliyordum hatırlamak zorla geçmişe sığmak demekti.
Belirli bir yaşantının bir kase içilmesiydi.
Eli...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok