Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Umudum bir güvercin kanadında takılı kalmış
Yaprak oynasa yerinden gök gürültüsü sanar
Vakitlerden sensizlik
Bir çığ düşmüş gibi ürkekçe sessizlik...
Bir türkü çalar gecenin sessizliğinde
Tebessüm ediveririm yüzün aklıma geldikçe
Kalmışım sersefil, tek başıma
Sevdanla baş başa
Uçurumun kenarındayım...
Elimi atsam kurumuş dal
Hangi kalbe sığınsam taştan
Hoyratça savrulurken
Bu dipsiz kuyuda
Söylesene kim dost kim düşman...
Bir düş gibi kısa ve güzel
İyi hatırla beni
Unutma sevgilim
Gülümse hep
Aklına her estiğimde
İmkansızlıkların içinde
Her şeye rağmen
Hayatından bir be...
İnsan sevmeye görsün
Kısrak at gibi yüreğinde doludizgin coşkusu
Rüzgarı kıskandıran hırçın maviliklere doğru
Yolun sonu belki de uçurum...
Nefesimi kesiyor hayalin
İmkansızlıkların içinde hala nasıl bu kadar gerçeksin
Nasıl bensin
Bana benden bile daha yakın
Nereden çıktın karşıma
Nasıl bir...
Cesaret
Bazen masum bir sükunet
Bazen hırçın bir öfke
Haklıya tatlı bir tebessüm
Haksıza titrek bir korku
Elif gibi dimdik
Asil ve gururlu
Yine geldin mı aklıma
Ne yana dönsem sensin
Bir varsın bir yoksun
Düş mü görüyorum yoksa deliriyor muyum
Sen yoluna bakmış unutmuşsun belki de
Sahi neyi...
Senden sonra sevmeyi unuttum ben
Senden sonra eski ben olmadım artık
Neler çaldın gittin yüreğimdeki sevinçlerden
Öyle saf öyle temiz ..
Bu sefer siliyorum artık seni
Çıkarıp atıyorum kalbimden.
Def ediyorum
İlmek ilmek işlediğim hayallerimden
Bir bir yırtıp atıyorum
Uğruna yazdığım kaç ş...
Atlayıp şu dikenli tellerinden
Ücra kalbimin
Ulaşacağın tek yer
Kapkaranlık bir mahzen
Yakıp elindeki son mumu
Göreceğin tek şey
Hapsolmuş aşklar
Ruh...
Gidiyorum gonca gülü uzaklara
El değmemiş, göz görmemiş...
Ne senden uzak
Ne serden...
Bakıyorum alabildiğine gözün
Göremiyorum gonca gülü
Seni o güze...
Kızgın şaraplar geçti boğazımdan,
Ne su var içecek, ne başka bir şey,
Yanan içimin yangınını dindirecek.
Her gecenin bir sabahı yok,
Ve geceye eremeyecek...
Sarı topraklar üzerine güneşten düşen sarı ışık. Buğday tanelerinin sonsuza uzanması yanılgısı kurumuş otların marifeti. Yine de seviyorum bu yolda yürümeyi....
Biraz bakınca uzaklara
Düşünüyorum,ediyorum ve bazense yazıyorum
Bazense artık çok az
Biraz daha bakınca ise
Görüyorum, dönüyor dolaşıyor ve görüyorum ke...
Beyaz ata binmiş zırhlarla kaplı iskeletin, karşısında duruyor.
Zamansız ayrılıkların cesareti bu!
Cebindeki kültçeleri yere bırakıyor,
Ruhun atlayışların...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok