Şiirin birinci bölümüdür.


Bir yeni an keşfediyorum, bir yeni zaman, bir yeni renk, bir yeni bakış, hep yeni bakış, bir.


Şiirin ikinci bölümüdür.


Bu evdeki son tütsüyü bu evdeki tek kendime yakıyorum, aynı ateşle sigarayı canlandırıyorum

Bu müziğin kokusunu, bu kokuyu yani

Bu bakışı, bu dolapların böyle duruşunu

Yastığımın sertliğini, hissetmeyi, çırılçıplak uzanışımı yatağa, aynadan kendime bakışımı, omlete mutluluk katışımı,

Dün akşam vapurunda, gün kızılını yüzüme ekleyip, tüm şehri yüzüme ekleyip, o an göğe çizildiğine inandığım ince ayı yüzüme ekleyip, kim görürse görsün dans edeceğim rahatlığını yüzüme ekleyip, bu rahatlığı ayaklarıma ekleyip, vapurun hareket halindeyken buraya geçmeyiniz levhasına güvenip, zamanın kızıl ışığına güvenip, rüzgara ve ömrüme güvenip galata kulesi diplerine, ayasofya'ya, süleymaniye'ye, kız kulesi'nden kalan karartıya, yarısı aydınlık boğaz köprüsüne, en son dolmabahçe kıyılarına, en son beşiktaş kıyılarına doğru bakıp, bu sayede saçlarımı savuran rüzgardan, yüzümü gevşeten rüzgardan, az önce yaşadığım Yeni'den oluşan kocaman bir gülümsemeye benzeyip şehre poz veriyordum, hiç fotoğraf çekmiyordum

Bu anı yeni yaşamak istiyordum


Birazdan gelecek dize yukarıdaki özel isimlerin hepsinin küçük harfle başladığını fark etmediyseniz anlamsızdır, hızlıca geçebilirsiniz


Özel isimleri büyük yazmak istemiyordum.


Şiirin yedinci bölümüdür. Yedinci bölümüdür çünkü neden olmasındır?


Günler geçti, hep bu ana

Uyandım bu yeni ana, yaşama dönüşen, bakışa dönüşen, hevese ve sevince dönüşen bu yeni ana

dedim bu güzel yeni, babamı andım önce, uğurladım kapıdan, dedim babam varmış iyi, ne kadarı olursa olsun, varmış iyi

yeşile döndüm yüzümü hemen, hızlıca yeşile baktım, eve müzik dağıttım, danslara ağlayış kattım ve bir kitaba sarıldım, hem ağlıyor hem gülüyordum, üstünde adım yazıyordu, kardeşim diyordum o kitaba

Bu yeni anı yaşamak istiyordum


Şiirin ilk bölümüdür. Birinci ve ilk bazen aynı anlama gelmeyebilir.


Ne çok ilk duyuyorum, ne çok ilk dokunuyorum, ne çok ilk bakıyorum

Yaşım ilk, perdeler hep, eller bazen ilk, ayaklar ilk, gülüşler ve şakalar, ortaklık bulmalar ilk, bulup sevinmeler, andan kaçıp üzülmeler, ağlamalar ilk, polis fikrine şakalar yapmalar ilk, otobüsler ilk, taksiler ilk, yataklar ilk, şarkılar ilk mesela, şiirler ilk, öneriler, merak etmeler, adım atmalar, bağ kurmalar ilk

Bu yeni anı yaşamak istiyorum.


Şiirin yazıldığı bölümdür.


Çırılçıplak bir yatakta, yüz üstü bir yatakta, az önce gülmüşken, az önce ağlamışken, az önce sözler vermişken, az önce bir kitaba sarılmışken, üstünde adının yazdığı bir kitaba, sarılmışken, hiçbir şeye darılmamışken...

Bir yöne bakıp, bu yazdığım bir şiir olmak zorunda değil rahatlığını bulup, bunu zahmetsizce evet zahmetsizce ellerime aktarıp, herkesi çok seviyorum bakışımı algıma aktarıp,

bu yeni unutuşu arkamda bırakmış olmayı yaşamak istiyorum.


Bu yeni, ılık, ferah ilklere koşmak istiyorum

Gözlere koşmak istiyorum, yeni ormanlara

Yeni nehirlere, yeni okyanuslara değilse de büyük denizlere, en gerekli yerinde vuuuv diyen bir şarkıya, o şarkıya duyduğum saygıya, sanata duyduğum saygıya, sevgiye duyduğum saygıya, yas tutmaya ve onura duyduğum saygıya, anlamaya ve empatiye duyduğum saygıya tebessümlü bir selam çalıp bu yeni bakışı sınırsızca yaşamak istiyorum


Şiir burada sesli aktarılmıştır:

Sev beni yeni an

Ben seni sevdim, hep çok.


(Ve tam burada, bunu söylediği için şiir ağlamıştır bir iki, sonra gülmüştür yüzü ıslak

Kendini sevmiştir yüzü ıslak

Her şeyi her şeye dahil etmeyi sevmiştir

Sınır istememiştir, kural istememiştir

Ben buyum demiştir, söylemekle sorumlu olduğu tek şeyi söylemiştir: merhametim yendi nefretimi belki var sandığım iyiliğim, kim bilir demiştir ve aklın estetiğine, anın estetiğine, birikmenin ardından gelen boşalmanın estetiğine bırakmıştır sahneyi, tam da burada ana çok zıt bir şarkı çalmıştır, bunu da hızlıca sevmiştir)


Şiir burada yine seslenmektedir, yüzü ıslaktır ama çirkin göründüğünü hissetmiyordur:


Beni kendine benzet yeni anım. Yeni bakışım. Sana hem ağlıyor, hem gülüyorum. İçe doğru ferahlıyorum. İçimin kilitli vanaları açılıyor, hacmime doluyorum dünyayı. Dünyaya hakim capcanlı bir organizmayım sanıyorum, gövdem büyüyor, aklım büyüyor, kendimi tanıyorum hep ellerimi tanıyorum adımımdaki tökezi tanıyorum yürüyüşüme güvenmemi sağlıyorum asfaltta buluyorum bu kez suçu adımım tam da buraya gerekliydi diyorum

İlk kez


Madrugada fondan "this old hause" demiştir ve şiir burada yine "helps" anlamıştır ve ona göre dinlemiştir şarkıyı yani bir yanlışı unutmaya çalışarak ve kızarık kızarık gülümsüyordur:

Ferahlat beni yeni an, hep çok

Seni daha yeni tanıyorum


Şiir burada bitmemiştir. Devamı kendisine doğru hep, size doğru bazen gelecektir.