Ben,

Bir raksın duru yanında müjdelenirim dünyaya

Kokularla beyazlı kadınlar,

Fondöten bulaşmış yılgın vatkalı kadınlara

Avcunda oyuklarla, kan izli yüzüklerle beni müjdeler


Öyle ki caddeler öfkesinden koyvermez taksicileri

Büyük bulvarlarda korna sesleri,

Çocukların zincirlendiği tekstil atölyeleri,

Susup söylemezler benim döndüğümü

Kavl,

Beyaz tenine altın şakırdısı gibi yakışır taze gelinlerin

Dağılır yasakça içilmiş bir sigaranın dumanı gibi üstlerinde

Benim gelmiş oluşum;

Saklanır yırtık beyaz zarflara, sandıklara


Sonra unuturlar beni

Çekilir sular devasa gemilerin altından

Uykusunda ölür mürettebattan bir ahmak

Karalar denizlere bitmez

Kıyılar söylemez adımı bilse de hain

Koyulurum hüviyetsiz, kayıtsız

Kalırım,

Belki bir isimle bile çağırmazlar.


Anlamam ben

Kudretli orduların halaskarı mıyım?

Kıçından çatlamış devvarın bi-kararı mıyım?

Koşarım merhemsiz yaralara

Beceremem, aczime güldürürüm insanları

Bir kasnakta iyi niyetim işlenir

Hiçbir çiçeğe benzemez yine de rengim

Gecesinde tenhalık, güneşinde teşnelik dünya

Bana bir soluk vermez.


Ve o kara nihayet gelir biliyorum

Biliyorum yaşlıların dizlerini titreten korkuyu

Öyle mezarlı, topraklı düşünmüyorum ancak

Sarılmak istiyorum nasıl olur?


Hastanelerde soğukkanlı adamların yürüyüşü

Koskoca bir ölüme azıcık bir ex denmesi

Sanki insanı bencilliğe insanlar koyuyor değil mi?


Gelir ölüm, cenazeler alaylanır

Avlu önlerinde halka karşı cakam satılır

Giderim koynumda dünyadan çaldığım iyi niyetle

Öpemediğim güzeller, dokunamadığım gök ve çocukların elleri

Kapılar açarlar gidişime, alkış tutarlar

Ben varmışım gibi yapar eski ceketli bir adam

Ben varmışım gibi devreder baharlar yaza

Toprak çöker, su kurur, erken geçer geç olur


Ben varmışım gibi sütlenir annelerin memeleri

Sene-i devriyeler kutlanır ben varmışım gibi

Ben varmışım gibi ben

Tahliye edilir mahpusluklar,

Minibüsler taşar sabahın köründe

Mevsimlik işçiler, mektepliler, dolandırıcılar uyanır

Büyükçe şehirlerde hakkından kudurur halk

Vilayet binalarına, belediye köşklerine dayanır

Seven sevdiğinden utanır ben varmışım gibi


Ben varmışım gibi ben

Hayat bozkırlarca yataklanıp uzanırken

Bir güvercin kursağında buğday kadarmışım gibi ben.



Fotoğraf: Semi