sabahın ilk ışıklarıyla zedelenen bir şehir 

aklıma ahkam kesen bir geçmiş

üzerime yapışmış bu her tedaviye küskün megaloman ihtişam

karşısına geçip bağdaş kurarak gözlerimi yumduğum envai çeşit intikamlar 

ve içimdeki binlerce çatlağı yapıştırmak için bana canla başla alkol taşımış garsonlar

kadavralar yalan söylemez 

bu masalın ele başı çok kalabalık

kuşatılmış şuur

gövdesinde külfetli düşler kurmuş bütün tedbirsiz serseriler buradaysa başlıyorum


merhametsiz bir mahşer mevkiinde

anlat bana rüzgar tarafından kaç yerinden, kaç kere vurulduğunu

gökyüzüne dair tek kelime edersen hainsin sen

hainsin her felsefe kadar sadakatin her türlüsüne

mezbahaneler kusan tanışmalar

kemiği dişiyle parçalarmış gibi konuşmalar

gelişini kabuslara, gidişini uyuşturuculara saklayan 

ve elimde avcumda kalan her teselliyi sadece ve sadece kokusuyla bütün fikirlerimden sıyıran

gizlenen, gözlenen, sancınan bir sürü sabıkalı hırçınlıklar


neden aynaların hepsi üvey biliyor musun

çünkü; aynalar bana el veren bütün yanıtsız eşyaların en bana benzeyeni seçildi

hüzün, bir plağın betona düşüp parçalanması

herkes şarkı söyler, sen unut

yalnızlık akrobasi değildir

o bir çırpınış


çok korkuyorum, pelerinimi çaldılar

ve yasak yağmurlara tutuldum

yasak şimşeklerle aydınlandı yolum

yasak bahçelerle yeşerdim ben

yalnızca yasak kentlerle soğudum


sırf kimse kalkıp gitmiyor diye kendiliğinden

herkese kendimden bahsetmek istiyorum

tuhaf bir sokağa çıkıyor ettiğim kavgalar

her şeye yeniden başlamak kimden istenir bilmiyorum



gökyüzüne bakıyorum

ebedi bir nasihat

ebedi sükut

ve hızını hiç azaltmayan ebedi bir sürat

gökyüzüne şiir yazmak bir tehdit zarifliğine

topraktan geldim 

ateşe gidiyorum


ve bu konuyu yıldızlardan şimdilik gizliyoruz


hep başkalarının sesiyle dil sürçmesi

fazlasıyla beklentileri boşa çıkarmakla meşhur olmuş bir silüetim

aslım ölü taklidi yapıyor, ayrılmalıyız artık

ve sen bu yazılanları okuduğunda ben çoktan kafesin kapısını parçalamış olacağım

ama kaçmış olmayacağım

meraklanma

o kafesin kapısını kırıp

sonra tıpış tıpış geri içeri girerek öylece kalakalacağım

niyetim insan içine çıkamayan bir ahmak

sırf bu sebeple belki de kaçarım

ama kötü niyetlerin hepsini de yanıma alarak

cevap şimdilik yaşamak

ama haberin olsun

bütün muammalar da yalnızca senin emrinde kalacak


bazen sebepler cahildir

asıl bilgelik izlenen yolda

asıl bilgelik delirmek ister


ve asıl bilgelik, karanlığa düşkün gölgeyi anlamakta

gelin

anlaşalım

hadi



Aykut Akgül