Sesini giyindim, yüzünü sarındım

Tavrının katıksız yalınlığını

Umarsızlığını takındım

Üzerimde bu emanet duruştan fazlası yok

Ne varsa soyundum üzerimden

Zerrelerimin onulmazlığını unuttum

Sesini giyindim, bir söz diyecek olsam

İnanacaktım sahi, gelmiştin

Eyvah,

Tanrı ikimizi nasıl ayırt edecek şimdi


Seni azat ettim,

Odalara, avlulara, dönüp kendimi kovduğum

evlere gaseyan ettim

Fotoğraflardan kırpılan yüzümü unuttum

Aynalara, ummadık anda çıkagelen korkuya döndü içim

Üzerimde ağır bir kinden fazlası yok

Bu kini elle tutabileceğim, tutup gaseyan edeceğim

sabahlara dek

Kancasıyla bekleyecek baş ucumda hayaletin

İçinden çıkıp aynanın, sana öyküneceğim

Tanrı bizi ayırt edemeyecek,

gülmeyecek miyiz?


Alevler dinmeye başladığında bir semendere

burkulacak içim

Ophelia'yı yutan dereye üzüleceğim

Ophelia'ya hiç

Kollarını yırtacağım elbiselerin,

Sarılan hiçbir şeye tahammül edemeyecek

Kavuşan bağlarını keseceğim ümidin

Ve uzak, bir başına süzülen yıldızları seyretmeyecek

Kolsuz elbiselerin içinde

bir garip duran omzuma

gülmeyecek miyiz?


Çıplak balkon demirlerine yaslanacağız

Alevler sarmışken dört yanımızı

Başka bir yangın başlayacak içimde

Sen harladığın sıcağı görmezden geleceksin bu kez

Uzaklara bakmaktan yorulmadın mı diyeceğim sana

Susuz bekleyişlerin gölgesinden, sessizlikten

Uğuldayan kulağıma daima uğuldamış çağrılar getirmekten

Öpüşlerini yarım bıraktığın her an

Uzakların doyumunu kıskanacağım

Belki asla gülmeyecek,

Sabırla yanacağım, sabırla

Varlığı bir buna bağlı semendere öykünerek

İçimde bundan fazlası kalmadı,

Bütün anlamlarını gevşetip gündüzlerin

Söz verirsen kalacağına

İnan adımı bile unutacağım


Derime sardığım yüzünü,

Ophelia'yı yutan saf, durgun dereyle

Yıkayacağım

Sarılmaya ihtiyacım var diyeceğim

Ophelia'ya acımaya biraz

Kolların hiç, vicdanım kadar hiç

Dilsiz bir deli bulacağım öykünmek için

Bakınacağım, kim bu kendine kafa tutan şeyda

Gözlerini tanımıyorum,

Tutarsız bir gri, insafsız

Gözlerini giyindiğimi söylemeyeceğim hiç

Beni alevlerin ortasında yakalayan derenin yatağında

İki kolumu birbirine bağladığım urganla beraber

-sarılmayı hatırlamak adına-

Yemin olsun

Gündüzün ağır şavkında

Boğulacağım


Verdiğin sözleri tutmayacaksın,

ceplerime taş koymamı gerektirmeyecek bu ağırlık


Eyvah, su sesimi tümden sildiğinde

Tanrı ikimizi nasıl ayırt edecek


Batacağım

Batarken dereye ve Ophelia'ya acıyacağım

Bana hiç.

Tanrıya öykündüğün sabahları kazıyıp ağzımdan

Sırrını inan,

Ölümden bile saklayacağım.