İlk kez ziyaret ettiğim bu şehri kederime boğmuşum
Yeni kiraladığım naftalin kokulu ev kül ve sisten ibaret şimdi
Seccadesi eksik olmayan bu evde 5 vakit şaraplı ibadetler sürdürüyorum
Balkonda varlığımı kınıyorum, ağlamıyorum bu kez
İnsanın en acı zamanıdır kabulleniş
Babaanne kokusu olan evler daha yalnızdır
Hiç kullanılmamış sobalı evler soğuk
Bir kız çocuğu kaybolmuş en genç çağında
Bir mevsim ki tutsun diye bekliyor ellerinden
Varsın olsun dünya gülmesin bana
Seanslar sayıyorum ilaç biriktirmek adına
Bir düş ki ölmeyi başarabilmek için
Varlığım ağırlaşıyor bu ıssız evde
Yalnızlık, tahammülsüzlük ve hatalar silsilesi
İnsanı pişmanlık öldürür, hiç değilse
Tüm ağırlığınla yaslandığın balkon korkuluğu ve unuttuğun sigaran
Ucuz şaraplar, öğrenci evleri, öyle eksik
Çok kalabalık daha çok yalnızlık
Bir ıslık, bir kadın çığlığı ve sonsuz sessizlik
Evin kapısına kadar bırakan sokak köpekleri
Ezberlenen yara izleri
Harita bellenmiş
Yolun belirsiz, yönün endişe
Arafta ebedi bekleyiş
Nereye saklansan ölüm çağrısı
Bellenmiş günahlar
Faydasız baş kaldırmak
Nöbet tutan göz kapakları
Bir anne kadar kederli
Bu çaresizliğin izahı yok
İrem Polat
2020-06-14T19:32:26+03:00Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim, çok...
Esrik
2020-06-12T02:07:23+03:00Acaba ben mi yazmıştım bunu dedirtecek kadar içten, çok içeriden, tanıdık şeyler. Yaşamın süzgecinden ortak acıları akıtan kadınlara -babaanne evinde olduğum için içemediğim ucuz şarabımla- kocaman bir şerefe diyorum!
Bektaş Şenel
2020-06-12T01:07:31+03:00Son zamanlarda okuduğum en iyi denemelerden biriydi. Üslubunuzu çok sevdim. Kaleminize sağlık.