Şiir yazan kimselerin acı çekiyor sanılması
(15 yorum)Acı değil arkadaşlar, araç.
Şair intiharlarının diğer sanatçılara oranla neden daha fazla olduğunu düşünmek de gerekir
Doğru bir düşünce eğilimi bence. Acı var ki anlatma arzusu var. İnsan neyi, neden yazar ki diğer türlü? Sevinci paylaşmaksa evet, peki ya başka? Ben akıl erdiremiyorum, belki de tek yönlü düşünüyorum.
Şair, şiiriyle saldırır dünyaya, gerçekliğe, doğruya veya yanlışa. Elinde kelimelerden bir teçhizat vardır.
"Ve öğret onlara/Kelimelerin nasıl dizildiğini/Usta askerler gibi" der Alâeddin Özdenören
Ali Emre'de Şair'i şöyle tanımlar:
"Tuhaf bir birey ya da sınıf bilinci oluştururlar zihinlerinde. En çok kendilerine üzülür, en çok kendilerini severler... Özgürleştirici bir aylaklığı bitiştirirler yaşamlarına. Şahane bir tutunamışlığı yontup dururlar."
Şiirin içimizde doğup büyüyen bir derdin ürünü olduğunu düşünüyorum. O dert bir sevinci, ölümü, ayrılığı içerebilir. Yani acı değil de dert daha geniş bir tanım aralığı olur bana göre.
Tımarhane korkusundan kendi kendine, mukaffa ve nazmen konuşamayan; bu şekilde kendini asla açılmayacak sayfaların okuyucularına zorla dinleten insanlar için, sanırım, doğru zandır. Zaten ben tebessüm ederek şiir yazan görmedim.
bana kalırsa şiir yazanlar ikiye ayrılır. bir gruba şairler diğerine de şiir yazanlar demek isterdim ama bu bir grubu aşağıda göstereceği için böyle bir isimlendirme işini hiç yapmadım sayın.
bir grup şiir yazan vardır ki şiir onlar için bir estetik zevk kaynağı; kaliteli bir uğraştır. tıpkı sair plastik sanatlardaki gibi ruha hoş gelen işler yapıp içeride bir boşluğu doldurmaktır. bir diğer şiir yazan insan vardır ki bütün kaygısı anlamak ve anlatmak üzerinedir. acı, bana kalırsa hayatta en fazla anlama/anlatma çabasında tezahür eder. zira şiir o acıyı bastırmak, o acıdan bir an olsun sıyrılmak işidir. kabul görülürse ben bu ikinci gruptanım. yine bu mevhumatı anlatmak için ateş metasını kullanırım. insanın iç kısmında sönmeyen bir ateş vardır. o ateş cismini büyüttüğünde insanları bir şeyler anlatmaya -bence şiir yazmaya- zorlar. şayet o anlatma işi gerçekleşirse o ateşin cismi eski alışılmış boyutlarına geri döner. şiir, o ateş harlandığında, yani birçok insanın ilham diye tabir ettiği duruma tekabül ettiğinde o ateşi dayanılır seviyeye getirmek için vardır. en kötüsü de nedir bilir misiniz? o ateşi sürekli canlı tutan tabiatın kendisi de şiir tabiatıdır.
nitekim sözüm odur ki, şiir elbette bir acıyla mücadele işidir. zira yaşamda anlatmak ve anlamaktan önemli bir durum yok iken bu işi yaparken çekilen çile elbette acı gelecektir.
Araç gibi kullanmak güzel şey, çünkü yazmak rahatlatır. Düşünmek delirtir... Bunun için ne dertli olmak gerekir, ne de hüzünlü.
Hep acı çekmiyoruz tabii. :) ama edebiyatın katığı kederdir. Mutlu insanın edebiyatla işi olmaz veya az olur. Hep acı çekiyoruz sanırım. :)
"Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler; ağzına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan kanatır" (oğuz ATAY).
Acı çekmeden yazabilen var mıymış?