Türkçede doğru bilinen yanlışlar.
(10 yorum)Bakınız, vasat. Esas anlamı ortalama demektir. Birçok insan tarafından yanlış kullanılır.
Umarsız var bir de... Umursamaz anlamında kullanılır ama "çaresiz"dir manası.
Bu konuda listem çok uzun fakat sözü biraz da size bırakmak istiyorum.
Aslında o kadar çok var ki. Efkâr fikirlerin çoğulu demek, fikr etmek demek. Günümüzde dertlenmek olarak söyleniyor. Evrak tekil değil varak sözcüğünün çoğulu. Kağıtlar anlamında. Eskiler galat-ı meşhur lügat-i fasihten evladır demişler ama bence öyle değil. Kulak tırmalayan, anlatımı zorlaştıran sesler ortaya çıkıyor. Örneğin geçenlerde minval kelimesini minbal diye söyleyen birini duydum. Buna dur dememiz lazım.
Muazzam büyük, kocaman anlamındadır. Her yere yazmak, asmak istiyorum bunu..
@senyildiz Müthiş de dehşet verici anlamındandır. Fevkaladenin fevkinde diye bir şey yoktur. Fevk üstü demek olduğu için alade de sıradan. Sıradanüstü yani olağanüstü. Bunu daha üstü yoktur. Aklıma geldikçe yazıyorum.
kelime değil de yanlış kullanılan cümle..
Haydan gelen huya gider, bir de gereksiz şeyler , boşa giden şeyler için kullanıyor maalesef.
Doğrusu;
"Hayy'dan gelen Hu'ya gider."
Allah'tan gelen Allah'a gider. demektir.
Naçizane kelimesi değersiz anlamındadır ve dilimize Farsçadan girmiştir ancak toplumumuzda sıklıkla başka anlam verilerek kullanılmaktadır.
Çekimser ve çekingen birbirinden nefret eden ikiz kardeşler gibi. Biz aynı anlamda değiliz diye bağırıyorlar, duyan yok
Bu arada bendeniz var. Bende Farsça'da köle demek. Yani bendeniz sizin köleniz anlamında. Bu fakir minvalinde.
Sevgili Bubisanat ailesi bu başlık altında verilen değerli bilgiler yanında sizinle paylaşmak istediğim bir husus var. Öncelikle belirtmem gerekir ki dili her ne kadar insan oluşturmuş olsa da bu bir insanın kanaatiyle değil coğrafya, tarih ve kültür gibi etkilerle doğar dil. Doğal olmasının sonucunda da doğar, gelişir, değişir, etkiler, etkilenir ve onu kullanan insan kalmadığında nihayetinde ölür. Bir başka sonucu da dilin tıpkı fizik, kimya gibi pozitif bilimlerde olduğu gibi kuralları oluşturulmaz tespit edilir. Bu nedenledir ki toplum bir dili oluşturan tüm unsurlara ne anlam verirse o tanıma veya göreve karşılık verir. Örneğin yüz kelimesini oluşturan y,ü,z harflerinin kendi başına hiçbir anlamı olmayıp bir araya geldiğinde toplumun ona verdiği anlamı karşılar. Yeri gelir yüz sayı olur, yeri gelir isim yeri gelir fiil. Bu nedenle bir başka dildeki anlamına bakılmaksızın kendi dilimizde ne anlama karşılık geliyorsa o artık odur. Örnek verildiği üzere efkar Arapça'da fikirler demektir evet ama biz artık onu kaygı, tasa, üzüntü, sıkıntı anlamında kullanıyorsak o artık fikirler demek değildir bizde. Bir başka deyişle halk musluğa kaşık demeye başlarsa artık kaşık bu cihazın adı olur. Doğrusu bu değil ama dememiz boşunadır çünkü dil yaşantısını akademik çalışmalarda değil bizzat tüm bireyleriyle toplumda yaşar. Demem odur ki yanlış kullanıla kullanıla da olsa bir kelime ne anlamı işaret ediyorsa o anlamdadır. Saygılarımla arz ederim.
Kesinlikle naif ve nahif kelimeleri...Düzeltmek için en çok mücadele verdiğim kelimeler, nedense herkes yanlış kullanıyor. Kibar, iyi huylu birine ya da hoş şeylere “naif” diyorlar. Oysa naif tecrübesiz, toy anlamlarına gelir. Orada kullanmaları gereken kelime nahif olmalıdır.
1. Türkçede yayınlamak diye bir sözcük yoktur. Doğrusu yayımlamak.
2. "... ilçemize teşrif ettiler" değil, "... ilçemizi teşrif ettiler" doğrudur.
3. "Büyük öneme haiz" değil, "Büyük önemi haiz" doğrudur.