YağmurKarataş

Geriye dönüp bakmayacak kadar yaşlı, ileriye koşmak için de bir o kadar gencim.

Uzun bir yoldan gelip,

Mutfağımdaki portakal kokusuna sığınıyorum.

Yerli yerinde renkli peçetelerim.

Renkli peçeteleri çok seviyorum.

Penceremde küskün b...

Yeni yetme tanrılarını kovalayan ıslıklar çaldım

Çizgileri ışıklarla soldurulmuş insanların

Beni dirilten ölümlerle yaşarken ben

Şehrin büyüsünün lanetini...

Sana söyleyemediğim her şeyi kendi kendime söylemekten bıktım 

Yazarken ellerim beceriksizleşiyor gözüme giriyor parmaklarım

Sağ omzum dengemi bozamayalı o...

Güzelliğin çağları aşmış

Nice şarkılar seni anlatıyor

Sınırları genişletmek bahane

Fetihler senin uğruna yapılıyor

Aşıklar senin için saz çalmış

Tuval...

Verin başımı alıp onu gideceğim. 

Verin diyorum ki,

Sanıyorum o artık omzum üstünde değil. 

Olsaydı gitmekler lafta kalmazdı. 

Olsaydı eğer gitmek bu ka...

Önce dinliyor, sonra düşünüyorum. Belki de tam tersi. Kimin sesiyle konuşuyor? Kimin bilinciyle dinliyorum. Kimin ezberiyle anlıyor, sanıyorum?

Fotoğraflard...

Ölünce anlar insan değerini

Zindanlarda çürür kokuşmuş kederi

Limanlarda uğurlar sevdikleri

El daha anlatamaz, üstad yazmış zaten

Ma’na’yı çözse yeter in...

Gelecek için büyük bir heyecan içimde

Aldığım her nefes çiçek kokulu

Tüm renkler daha parlak

Kuş sesleri daha cilveli

Umut bir sarmaşık gibi etrafımda...