İki fotoğraf arası binlerce kilometre. Bilirim iklimi, huyu suyu farklıdır. İki kahve arası konuşulanlar, kadınların güldükleri, erkeklerin sinirlendikleri, ...
Denizdeyim, sakin, güzel
Ellerim kum, gökyüzü mavi
Annem genç bi' kız babam da jön
Fotomuz yok, paramız yok
Ben çocuğum salıncaklarda
Her yer yeşil her ...
Mutsuz insanlar metrosunda,
Gece vardiyasından bir el sallanıyor.
Plastik çiçekler çağındayız ve
Kalabalıkların derin yalnızlığı yaşanıyor.
Şehrin parla...
Uçsuz bucaksız gökyüzünün
Masmavi sonsuzluğunda
Salınan ruhum
Hüzün girdabında kaybolmuş
Firtınaların sarsıntısında
Bulutların ahenkle dansında
Rüzgar...
Avucumda dağılmış kuru yaprak gibi
Kalbimin yitik anları un ufak
Bir esinti alıp savurduğunda
Hiçlikte yok olurken öldüm
Niyetinden azade olmuş
Bir kand...
Benim güzel hatalarım var.
Mesela esaretim var. Yaşadığım bu şehre, anneme, geleneklere, arkadaşlarıma, tabulara, soyuna sopuna ve en önemlisi kendime bitme...
Bu siteye en son bu söz ile bir fotoğraf atmışım, düşünüyorum da o zamanlar nasıl da istiyormuşum yaşadığım şehirden defolup gitmeyi, nasıl da dert edinmişim...
Canım küçüğüm, seni çok özledim. Bu yazıyı yazmamı sağlayan temel nokta da bu zaten: saf özlem...
Özlemek zehir gibi küçüğüm, dediğin gibi olmuyor, o kadar ...
Keşke biriyle kafa göz kavga etsek şu an. Keşke birbirimize ağız burun dalıp, sonra "teşekkürler" deyip dağılsak. Dayakçılık oynamak isteyen beni bulsun..
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok