Kim bilir?
Kaç şairin elinden geçtin de paklanmadın...
Kim bilir?
Hangi dizelerde saklandın...
Sen ki, hep yeniden yazıldın,
Ama hep biraz yarım kaldın.
- Hiç güleceğim yoktu.
Tam da böyle bir anda karşıma çıktın. Senden sonra gülüşlerime memleketi sorulduğunda, Isparta, dedim.
Gerçekliğime bir delik açtım
Ufaktı,
Oynadıkça büyüdü
Uçurumlar kadar oluverdi
En başta dikiverseydim bu kadar olmazdı
Fakat terzi değildim; hem terzi o...
Kırmızı çizgi, sarı çizgi, mermer ve intihar. Mermer, sarı çizgi, kırmızı çizgi ve yaşam.
-Lütfen treni sarı çizgilerin gerisinde bekleyin.
Ya da lütfen in...
Mahallenin orta yerinde kalbimizin en taze noktasından kahkahalar fırlatıyorduk. Saat gecenin bilmem kaçıydı ve bizim umurumuza bile değmiyordu. Rahatsız ola...
Izdırabın verdiği intibah zamanlarında, kendi kendini aldatmak, başkalarını kandırmak kadar basit değildir ve insan kendi içindeki adaletten ürkmeye başlar.
Ağladığımda artık ağzıma ucunda jilet olan bir emzik tıkılıyor ve uykuya dalmak için saydığım kuzular kurban ediliyor.
Gök yeşili yer mavisi bir günden seslenirken sana sağır kalma bana zira böyle bir günde Habil ile Kabil çıkıp derdi ki:
- Biz ki böyle bir güne denk gelsey...
Kırılmış günlerden geliyor buradakiler. Dudaklarına düşen bir ufak gülüşü yalayıp tükürüyorlar hemen. Zamanın hızından, yazın sıcağından ve kışın soğuğundan ...
- Her şeyin önemsiz olduğunu bilince evren senin olur.
- Hiçbir şeyin önemli olmadığını bildim de ne oldu sanki, evrenimi bir kara deliğe kaptırdım.
- Günlük yaşantının çarkı beni un ufak etti. Unumu da havalara üfürdü.
- Üzgünüm. Çarklar pek hızlı dönüyordu ve ben bırakın onu durdurmayı yavaşlatamadım b...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok