kanattığı kadar acıtmıyor bu yara
ahmak mıyım neyim ?
bin yıl önce kanayan yerlerime
her gün her gün yeni yaralar biçiyorum
oluru olsa
bi’ yolu olsa
...
her sabah
gün doğarken uyanıp
bahçesindeki ağaçların yapraklardan
şebnem tanelerini toplayan
ellerim vardı benim
teninin sıcaklığına sığındığında f...
ben seni ilk kez
okuduğum bi romanda görmüştüm
gözlerin pazartesi
bakışların sapsarı güneş
benim sakallarımda kıştan kalma ayaz
ve her nasılsa beyazdı...
ben bu gün evimin kapısıyla konuştum
sonra sustum
öylece durdum
çalarsınız diye bekledim
sen ya da tüm dünya halkları
bütün somut duygularımı yanıma a...
belki kırk gün önce öldüm
kırkım okundu
sobanın göz kırptığı kavak dalları
ve
içli bir ses
evimi mesken tutmuş
sokak köpekleri
ansızın düğmeleri...
mezar taşlarımıza isimlerimizi yazalım sevgilim
ölümlerden ölüm beğenelim
Bir ara;
yeni bir film seyredelim
çok ağlayalım
çok sarılalım
çok öpüşelim
...
ve
yüzüme değdirirken kirpiklerini
hıçkırıklarla ağlamaktan hiç çekinmedim
hiç kızarmadı yüzüm
bunca geçen zamandan sonra
her nasıl oluyorsa aklımdasın…...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok