Sene 19, aylardan Mayıs.
Vurulmuş, incitilmiş Memedim
Yedi yerinden yetmiş litre kan
sulamış vatanı karış karış
Ey yüce Tanrım, bu ne büyük yakarış.
Ey ...
Bir dilsizin anlattığı hikâye midir bu?
Ya da bir âmânın tasvir ettiği deniz?
Belki de sağırdır yazdığım tüm sesler.
Vicdanın zehri ciğerlerime kadar dold...
Bir şubatın gölgesinde karanlık,
Islığımın ucuna koydum sigaramı.
Ay mavi, ay kanlı, ay kızıl!
Herkesin bildiği bir sokakta unutulmuş,
Yere düşmüş bir el...
Vakti tamamdı, gülüşlerin varacağı yerlerde oturulup suçların turşusu vurulurdu.
Saatler tapılacak derecede ilahiydi.
Bozulmaz düzensizlik vardı alışılmışl...
Ay ışığında parlayan yüzleri vardı
Hayatın dolambaçlı yollarını
Göğe bakarak tüketenlerin.
Yansıtmalıydı gözleri
-ki ben şahidim olduğuna-
Büsbütün üzer...
Geçmişi geçmişte bırakamamak gibi bir sorunum var benim
Bu yüzden ölüyüm bu yaşıma dek.
Ne gülmeyi bilirim doyasıya
Ne suçu, ne günahı, ne zamanı
Anı ya...
Mezarları boşalttık,
bütün ölüleri sırtladık ve kendimizle dolaştırmaya başladık.
Kimisi peygamberlerini sırtladı,
kimisi de atalarını.
Kamburumuzdaki bi...
Çok güneyde kalıyorduk
Güneşten nasibimizi fazlasıyla almıştık.
İki kişiydik ve aynı İstanbul’dan hoşlanıyorduk.
Otobüse binene kadar hep bir sınır olduğu...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok