eğip bükmeden zamanı
demirin soğuk yanağına
dayadım başımı
kan sıçradı hayallerimin terli yatağına
adını gizlediğim uykular
bazen tufan-ı gadir
...
garbın afakında enfüsel düşünmelerin işkencesinde varılan yalnız yalnızlık ve yalnızlığın sebep olduğu deliryum, edebice, ebediyen ve devridaim biçimde peşim...
Bir dağı omuzluyoruz şimdi seninle
zeytin ağaçlarının gölgesinde serinlemek
kaderinin karasına terk edilen topraklara
defne dallarıyla uzanmak için
kara...
bilincimin beni geceye gömme şeklidir
gırtlağımda biriken zehrin hırıltısı
ve şehrin sessiz gürültüsüne kapalı
kulaklarımda bambaşka bir sessizliğin sanrı...
Mısralarında hakikat hakim
Emanet edilmeli hayata
Kilidi prangasına sargılı
Adından da öte, göçtü kavim
Perspektiften arınmalı bu hâlim
Takatim naraları...
Bir bacası olsun diyedir bu yangın
Çoğalsın, kabullensin, anlatsın
Birleşsin demek içimden gelmiyor
Albinoluk da yakışıyor ormana
Baharın gelişimini kabu...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok