Gök kubbe altında ne kadar söz varsa söylendi demiş eski bir bilge.
Demek ki yaşanacak ne varsa yaşandı.
Peki kimdir benim cümlelerimle konuşan o şair? Zi...
Radyoda bir türkü çalmaya başladığında ağlardı dedem. Çocuktum. Bilmezdim neydi adı, hangi türküydü.
Hüzne tabii olmayanlar çağında olduğumdan
anlamazdım ...
Ne buldum bu dehlizde?
Neyi aramaktayım?
Ufkum geniş, haznem dar
Heyhât! Sıkışmaktayım.
Boğulurken bülbüller hülyasında güllerin
Solmuş nebatımı ekecek ...
Beylik cümlelere iman,
Kalbin guslünü bozuyor.
Düşün bi kere Müjgan
Ölen öldü eyvallah da
kaçı kalbimizde yaşıyor?
yılın ilk karı mesela
bayram sevinc...
Saat 3.
Uykunun da yavşağı bizi bulur arkadaş.
Tam üç saattir yorganı tekmeliyorum.
Kafada huzur dört dörtlük gibi
Bir de bacağın huzuru gitti.
Huzursu...
Kafi gelmez mi sıcaklığı iklimlerin,
Neden her akşam vakti
Aşk mevsimine kuşların göçü.
Işıklı mavilerdeki her bir ötüşün
Lacivert bir mısrayadır belk...
Sinâ’da unutulmuş asa
Bilirim nasıl özlersin kızıl denizi.
Kavruk toprak, yanmış ağaç ve kireç tozu
Alacasıcağın şafağında bekler durursun gündüzü
Sözlük...
Böyledir bu.
Özlemek en kadim ızdırabıdır şiirin.
Âşk taşıyamayacağı hüznü vermezmiş şaire!
Tanrı’ya zahmet vermeden görürmüş işini.
Tanrı demişken Sevgi...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok