Her halinle başımı döndürüyordun...
Mecalimi bozguna uğratman bundan.
Medet ummam loş ışıkta erittiğim mumdan.
Elim açık.
Avuç içlerim sana dönük ama bu ...
solduğu söner mi
bir şair mi
hüzün rolü kesen
bir fidan titrekliğinde soğuyan
o iklimin seyyahı
bir insan belki
iki eli
iki yarım günü
bir çift acı k...
İnsan kendisine taş atana karşı savunur kendisini, söyler bir şeyler. Ama gül atana ne söyleyecek?
Ne diyecek?!
Ne diyebilir ki..-İnsan-
Ne beklenebilir…-...
Ne kadar hüzün d*olduğumu
Siz gülünce anladığım
-sana kadar sanacağım tüm şeylerin affıyla-
-I-
Bir kere duymasının yettiği
Rayihâsı
ruhuna işli
d...
sırtımı taşımayı g’öze almış bir Hirâ’dan
karasöğütler ve akmayan nehirler sustum
Âşıktım
hâzin ve genç
küheylan yelesi değmemiş yüzünü
yokuşlardan şe...
Günbegün karaya biraz daha alışmanın denizlerde bıraktığı küskünlük
Akşamlara ve çilek aromalı şuruplara kanamıyor artık çocukluğum
Şu azala azala fakir
K...
"Bir başka ülkeye,
bir başka denize giderim," dedin,
"bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin
olumsuz bir yargısıyla karşı kar...
elinin arkasında güneş duruyordu
aylardan kasımdı üşüyorduk
ağacın biri bulvarda ölüyordu
şehrin camları kaygısız gülüyordu
her köşe başında öpüşüyorduk
...
Yazmak, bir yaratma, böylece de bir varoluş sorunudur. Bir yaşamı, bir sesi, bir kokuyu, bir çığlığı, bir nesneyi bir kâğıda, bir yontuya geçirme, orada yaşa...
"Az unutup çok hatırlayan delirir.
Unutmaları, hatırlamaları eşit düşenler sevinir.
Çok unutup az hatırlayan sevilir.
Hiç unutamayıp hep hatırlayan delirt...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok