Çocukluğum ve uyanışım

Düştüğün yerden kalk çocukluğum... Bir salıncakta süzülürken duyduğun o sevinci bir daha o saflıkta tadamayamacaksın. Ömrün mutlu oluşlar ile duvara toslayışlar, kan ter içinde kalışlar arasında geçecek.

Saçlarımın Tarafından Örülme İhtiyacı

Annesizler bir başına Ağrı bir başımda anesteziler Güçsüzüm Yüzün hep benimle Meyve soyuşun , göz çukurun , halfeti saçların Bir de kahverengi pardüsen Gece sokaklar mezarlık sana bakınırım Sanma ki 1,70 boylarında koca bir kızım Şimdi gelsen karnına sığarım Saç diplerine , avuç içlerine , dudak çatlaklarına Bir başımayım Annesizler bir başına Bin ağrı başımda Anestezil...

YAHVE

"Sevgi; Yah'ın ateşidir, alev alev yanar. Sevgiyi coşkun sular söndüremez, ırmaklar bastıramaz." (Ezgiler Ezgisi, 8:6, 7)

İz

"Salyangozlar bile iz bırakır, dostlar."

çiçekli velet

Kalabalıkta Kayboldu Anlayamadım nasıl oldu bilemedim En son bi çiçekçi çocuğa sarılmıştım Gülden almamıştım Ama o almış olabilir benden Belki de düşürdüm Kargaşada Telaşlanmadım Yaşlı yüzlerin kırışıklıklarına düşmüş olabilir Birinin derin kin torbasına düşürdüm belki de Sanki hatırlıyorum Bi dükkandan almıştım mutsuzluğu Kahverengi bi tezgahta şahşahalı görünmüştü Satıcı te...

Denizi Gören Duvarlar

Deniz gören duvarlar Üç günah belirdi sonra üç küçük yerden üç büyük ses Nesnesi ölgün, ruhları bin asır Teslimiyetin usturası pencereler ve avuntuya mahkum binalar Yaradılışım hüzün ,bin tane çarmıha gerilmiş İsa Sonunu bekleyen mutlak telaş,müphem olana mahkum Varlığı şüphe olsa da bırakmaz umut çizen kalemini Yarını çizmiş en huzursuz renklerle ;sarı ve kahverengi Bitirse yet...

Yoksun-

Hani dişimiz çıktığında bir boşluk olur, oradaki boşluğu hissedersin. Orası aslında bi’ boşluk değil de ‘boşluğu bir varlık’. Yanımızda bir varlık olarak taşırız. Ve nasıl olur da bir boşluk bu kadar ağır olabilir?

Sen

"...Geç kalınmış bir dua gibi, Hayatına karışamadığım ama ait hissettiğim. Bir durak geride inmişliğim, Can'ımın Can'ına karıştığı, İzini kaybettiğim ama içimde izi kalanım, Zaman'ı geriye sarmak istediğim, Yetişemediğim. Bir tepeye çıkıp Oray'a Nasıl çıktığımı ve Nasıl ineceğimi bilemediğim... Ve sen işte Deniz'lerine karışıp tuzunu yarama bastığım... Hayatın olmayı dilerdim...

BAHARDA DİRİLEN KUŞLAR

Soğuk bir rüzgâr gelip esti mi yüreğimin orta yerine, İçim tir tir titrer,üşür içimdeki ürkek kuş. Ne zaman ki yongalar serpilir yüreğime, İşte o zaman içimde filizlenen orman alabildiğine yanar. Harlanan yangın hem ısıtır benliğimi hem de yakar insafsızca bağrımı. Bağrımda yanan ateş dudaklarıma sıçrar,öpmek ister Ufukta dahi görünmeyeni ise öpmek inanç ister. Sahi niçin aramaz? O mu...

Sorsan

Sorsan ikimizde vardık bu evde, Sorsan kuşlar da birlikte uçmaktan yorulurmuş…

Üşümek

Rüzgar sızdıran pencerelerim Derdim öyle sıcak ki donuyorum

YANA KAYKILAN HAIKU

Kelimeler Sırtını tırmalarken çaresizce debelendi üç satır Haiku yazabilmek için .... Baktı ki olacak gibi değil Haiku bunu yazmaya başladı iki kelimeden fazla etmedi pas tutmuş adam ... Ben öldüm.

hayat

“hayat, hayatınızda konumlandırarak boşluklarınızı doldurduğunuz insanların görevlerini tamamladıktan sonra geride bıraktıkları boşlukları kendinizle doldurmaktan ibaret”

Karmakarışık

Hayal ile hayat hep yalan dünya tarafından yok oluyor...

Bile isteye yanlış yazmayı seçtiğimiz kelimeler

Bayağı Çok çirkin, aşağılık anlamında rahatça kullanırım bu kelimeyi ama 'bayağı güzel' yerine 'bayaa güzel' olarak yazmak çok daha rahat hissettiriyor bana.

Birileri birilerini anlamalı mı gerçekten? Bu çok mu gerekli?

Yorumları bekliyorum. Bakalım kim kimi anlamak zorunda kalmış ve buna istesede tükenmez kalem ile çizgi çekmenin ferahlığını yaşayamamış.

KOLTUK

Kurtlanmış ruhlar, kendi kendilerini yok eden insanlar, hayatsızlaşmış hayatlar, kendilerinin de geçtiği yolları bir başkasına zehir etme hayaliyle geziniyorlar aramızda. Tüm düşünce gücünü iş yerine adayan zihinler, varoluşlarını koltuklarında bulan, bu koltukla, mevkiyle, ünvanla karakter kazandığını sananlar, zihnini çalıştırmayı üniversite son sınıfta bırakanlar, iletişimden yoksun, birbiri...

En fazla on kelime kullanarak bir öykü yazsanız ne yazardınız?

Batı "büyüsü bozulmuş" dünyayı seküler tarzda "yeniden büyüleme" çabası içerisindedir.

DOĞUM

ben bir yıldızın gölgesinde doğmuşum. Annem, ay, aydınlığını verdi. Babam, güneş sıcaklığını verdi. Ve dünya yaşam alanımı verdi.

Türkiye'de önce neyi değistirmek isterdiniz?

Rejim değişmeli : Aydınlanma'nın politik özgürlük vaadinin tersine uygarlık bağımlılığı getirdi; telafi edilmez şekilde doğal özgürlüğü imha etti ... tüm zamanlar için geçerli mülkiyet ve eşitsizlik yasasını tesis etti ve bir kaç kişinin faydasına olacak şekilde insan ırkını 8-6 rutin çalışmaya, sefalete ve köleliğe bağımlı kıldı.

Geçmişten günümüze en sevdiğiniz Eurovision şarkısı?

pastora soler - quedate conmigo(ispanya)

TATAKŞAH

kafamın içinde savaş veriyorum unutmak için ben seni çok özledim içim acıyor artık merak ediyorum şu an ne yapıyorsun, neredesin başka birine tatAkşah dedin mi ya da hayal kurdun mu kıymalı makarna yaptınız mı en sevdiğimiz şaraptan içtiniz mi mesela sabahları içtiğimiz kahveyi biriyle mi içiyorsun..

Velhasıl

Velhasıl Bazı şeylerde unutulmaz ölenler gibi ölen hislerde… Sahi hisler ölür mü ? Ya duygular ? Ya da aynı yerden kanar mı yaralar… İnsan kırılır mı bin yerinden. Peki açar mı çiçek solduğu yerden Yeşerir mi yaprakları ıslanır mi toprağı yeniden… Kabuk tutar mı hislerde… İzi kalır mı sancıların..

Razı

Tarifini sorsalar; Ölene kadar sönmeyen ateşini bırakıp gitti. Üstelik severek yanmaya da razı etti derdim.

Anlatı..

Görüntü naratif bir anlam bağı taşıyan imaj topluluğudur. Görüntünün dili anlatının bağlamına bağlıdır ,anlatı görüntüyü belirler, anlatının dokusu görüntünün iklimini etkiler.

Yükleniyor...

İçeriğin sonu

Yüklenecek başka sayfa yok