Büşra Ayülkü

Ne zamandır burada kalıyorum? Boğucu birtakım eşyalar üst üste gelmiş. İnsan yığınlarından oluşuyor sanki. Başımı kaldırıyorum, bir türlü sonunu getiremediği...

Uykusuz, kavgalı  

Yastık biçimsiz  

Dönüp durduğum bu karanlık gölgem! 

Yorganın ipini söküyorum  

Çat kapı gelen bir yabancıya vermek için 

Asılsız bi...

Zamansız ve savruk  

Üvey bir aşkın  

Damladığı bir yudum huzur 

İncecik bir sızı  

Kanar durur ta şuramda 

Bir kuş kanat çırpar,  

Sen gülünce. 

Uzar...

Yıkayamadım ruhumu 

Sevginin sevi ile 

Farkındalıkla öldürdüm kendimi 

Bu çağ nasıl desem, nasırlandırdı ellerimi 

Bak, kabuk tutmuş avuç içlerim 

Ayası...

Hiç öyle kadınlardan olamadım  

Yalnızlığımı saklamadım mesela 

İki kişilik bir dişilik sergileyemedim  

Ucuzluğa peşkeş çekemedim 

Namuzsuzluğa, tekinsi...

Kalın kabukların ardı  

Nicedir saklar beni 

Yaşamadan 

Görememekten, 

Bilmek istememekten de değil 

Ağır mı? 

Yaşayamayanların  

Hazır ve nazır ölümü...

Batık bir kentin,  

Bayık sohbetleri 

En büyük suskunluk sebebimdir. 

Yüz kızartıcı kıkırdamalar, 

Kan donduran hikayelere dönüştü 

Ahı gitmiş bir ceket...

İçiniz öyle çirkin ki! 

Halbuki içiniz hiç tiksindirmedi beni 

Dışınızı saran yüz bulandırdı gözlerimi 

Bir söz söyledim diye, bin ağız dolusu tükürükle y...

Kelebek kondu,  

Sarıya çalan bir çiçeğin üstüne. 

Kanatlarını salladı 

Döküldü umudun kalan kırıntıları  

Bir kırmızı, susadı sevgiye. 

Sıvası dökülmüş...

İnce eleyip sıkı dokudum giysilerimi 

Kimilerine göre biriyle, 

Kimilerine göre kimsesizlikle. 

Soğuk dudaklar ardına gizledim yaşamımı 

Kıyıda kalınmışl...