Damla

Saçları kahve ve kıvır kıvır

Gözleri bir damla gibi suda

Ve eller pamuk yatağında

Yürüyüşü bir leylek gibi

Ama yok böyle 

Kısrak gibi bir duruş

Sözleri...

Bu yazıya ilham olan küçük kız çocuğuna selam olsun...

İstanbul yeşilköy

Rum'u Ermeni'si Müslüman'ı beraber yaşadık hep bu semtte, hala da öyle...

Geçen g...

Ve yazıyorum vakitlerden kahroluş

Bu kaçıncı yırtıp sağa sola attığım kağıt

Nitelenmiyor hiçbir cümlede gözlerin

Baktığımda kızıllığa bürünüyor 

Batan gü...

Bir kar tanesi konmuş dudağına

Salyalı bir hüzün şarkısıyla

Dahası kıyas yapılmış 

Sonrası hesap sorulmuş

Grileşen yalnızlığına çağır

Kulağına fısıldaya...

Gözlerinin mahpusluğunda,

Elimde,

Beyaz bir kağıt bir de kalem

Seni yazıyorum puslu

Gecelerin sabahında

Seni düşlemek,

En elemli gecelerin sabahında bi...

Sonralar bile ağır artık

Erteleyemeyeceğim galiba ölümü

Eski bir yer gördüm kırık dökük

Bir kaç kuruşa sattım dünümü

Tüm bu gürültünün içinde sessizim

T...

Aklına, güzel kalbine kul köle olduğum, ferah tut içini.

Yar olur yol olur, yer olur yurt olurum sana, istersen yok olur istersen yağmur olur yağarım sana...

ecelin soğuk tebessümü,

renklere çok uzaklardan bir vedadır , griye vadedilmiş ince mektuplar taşır.

gün gelir çağın sus pus kalışlarına isyan olur, 

gün ...

I would break down at your feet
And beg forgiveness, plead with you
But I know that it's too late
And now there's nothing I can do
So I try to laugh abou...

Bugün 7 Nisan Cuma 2023. Şimdi ayrıyız fakat sen hala kalbimdesin ve her zaman kalbimde kalacaksın. Bunları buraya yazıyorum çünkü belki de senin için hiçbir...

insan; kendi içindeki tutsaklık zincirlerini kırdığında köleliğinden gerçekten kurtulur mu? ya da kölelik hükmünü yitirecek bir kavram mıdır? bu iki sorunu ç...

“Dur bakalım, şuraya bir gideyim göreyim. Dönüp sana nasıl bir yer olduğunu anlatırım.” Böyle demişti giderken Bay Serçe. Birkaç dakika geçtikten sonra arkad...

...

Makedonya türküsü

Gözlerin alacümbüşken bunca

Karalara bürünmüş ellerin

Geçmiş ile eyleşmekten.

Ellerin karalanmışken yitik bedenlerde

Ben,

Tüm renkleri gördüm gözlerinde...

Yalnızlığın tadını yitirir gibiyim

İçimde bölüşemediğim kalabalıkla

Yaşanır gibi

Bir yalancı ve yalandan bir şey 

İnanılır gibi 

Sarsılmayacak bir yanım...

aylardan marttı ben yediveren

beni gördüğünde ne sevinmiştin

bir sır gibi yerinde duramamıştın

önüne bakmıştın pırıltılı gözlerle

yanıltmayan bir tebessü...

çömelerek kaçıyorsun göğün sonuna

izleyerek bakıyorsun değişmiyorsun

sanarak umarak ve çekinmeden

bir rüyaya kanıyorsun gerçekmiş gibi

zamanla sendeki bu...