Akrep ile yelkovan arasına sıkışmış ruhum... yıldızlardan astığım umutlarımın bir bir iplerini kesiyorum. Paris yanıyor günün yirmi beşinci saatinde. Ben ise...
Bugün günlerden pazar
dışarıda baharı müjdeliyor güneş
-gülümsüyor adeta-
Ben dayamışım sırtımı on beşinci yüzyıla
-saint emillion duvarına-
ve kiliseni...
Gün ışığı aralığın son günlerinde de perdelere ilişmiş, çatılara konmuş, kuşlara yol çizmişti. Bütün aylar geçmiş, mevsimler toplanıp gitmişti, bir tek gidem...
Sessiz sedasız çıktım o kapıdan, bir kelam etmeden dilim, henüz dökülenler kalemi kırmadan yüreğimi topladım. Güz ayıydı sakince izledim masadaki çıra yandı,...
Sokaktan geçen simitçinin sesinden, mahalle arasında seksek oynayan çocuğun çizgilere basmadan yürüyen heyecanlı adımlarından geçtim. Bir plak tadı almak içi...
Nasıl başlamalı bir günlüğe...
Bir güne nasıl başlamalı, bir geceye nasıl girilmeli ve nasıl örtmeli insan üzerini, sayılabilen yıldızlar...
Varsın ne ben ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok